|
|
|
|
persler pers tarihi medeniyeti |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
PERSLER
PERSLER (M.Ö. 585-332)
Kimmerler'in Frig egemenliğine son vermesi sonucu Anadolu'da Medler (M.Ö. 585), daha sonra da Persler (M.Ö. 350) görülür. Persler bölgeyi "Satrap" adını verdikleri valilerce yönettiler. Eski Pers dilinde Katputaka olarak adlandırılan Kapadokya Bölgesi, "Cins Atlar Ülkesi" anlamına gelmekteydi.
Persler, Zerdüşt dinine bağlı olduklarından, halkını din ve dil konusunda serbest bırakmışlardır, ateşi de kutsal saydıklarından bölgedeki volkanları, özellikle Erciyes ve Hasandağı'nı kutsal saymışlardır.
Persler, Kapadokya'dan geçerek başkentlerini Ege'ye bağlayan, Kral Yolu'nu geliştirmişlerdir. Makedonya Kralı İskender, M.Ö. 334 ve 332'de Pers ordularını arka arkaya bozguna uğratarak bu büyük imparatoruluğu yıkmıştır.
Persler Zamanı
M.Ö. 700 tarihlerinde Persuvarların basında «Hakhamaniş» veya «Ahamenes». adlı bir Prens bulunuyordu. Pers Kralları (M.Ö. 700 - 675) Hakharnaniş'i hanedanlarınınm atası saydıklarından bu sülâle tarihde bu namla anılmaktadır. Esasen Asur ve Babil çökmüş, Medlerin ordusunda çıkan isyanlar, Perslerin işine yaramış ve meydanı Persuvarlılara bırakmıştı. Pers hükümdarları arasında cüretli ve meharetli bir kumandan olduğu kadar, geniş görüşlü, enerjik bir devlet adamı olarak, «Kuraş II» (Kuruş) baş da gelir. Yakın şarkın muzaffer hükümdarlarının tecrübe ve başarılarını örnek alan Kuraş önce disiplinli bir ordu kurdu. Bu ordu ile her şeyden evel Medleri (M.ö. 550) maglüp etti. Bunun üzerine Doğu ve Orta Anadolu'yu istilâ ettikten sonra Lidyalılarla savaştı. iki tarafın ordusu Kızılırmak doğusunda kârsılaştı, ilk çarpısma neticesiz kaldı, üç aylık bir mütarekeden sonra Bogazköyde (Potrium) baslıyan ikinci çarpışmada Persler büyük zafer kazandılar. Kral Krezius*, payitahtma kadar takibedildi, 14 günlük bir muhasaradan sonra Gediz Rahillnrinde bıllıman Sardis şehri, Persler tarafından zaptedilerek Lidya devleti ortadan kaldınldıktan sonra bütün Doğu ve Orta Anadolu Perslerin eline geçti CM.Ö. 54fi). Bu suretle tabiidir ki, Harput ve havalisi 'de Perslerin idaresine geçmis oldu.
Gerçi bunlar, bu muazzam topraklan istilâ ettilerse de müstakil bir hükümet ve ordu ancak «Keyhusrev II» (Siros - Kiros) zamanmda kurabildiler. Bu hükümdar, ordusuyla hangi tarafa gittiyse o ülkenin halkını, zulüm ve şiddetle değil, bilâkis halka iyi muamele ve adalet dairesinde hareket etmekle bölge halkının sevgi ve itimadmı kazanmıstı. Bu yüzden birçok küçük Kralıklar, Prenslikler, kabileler kendiliklerinden Keyhusrevin idare ve bimayesine iltica ediyorlardı. Tecrübeli Med kıumandanlannın bir cogunu ordusuna kabul ederek bunların secaat, tecrübe ve bilgilerinden istifade etmesini de bildi Batı Anadolu, kâmilen Iranilerin idaresine geçmişti. Lidya ve Rum âlemi münkariz olmuş gibiydi. Keyhusrev, kendini bütün hükümdarların varisi bilir ve öyle hareket ed@rdi. Keyhusrevden sonra Daranın cülusu, Yunanlılar ve sonra küçük hükümetler için pek tehlikeli oldu. Iranlılarm en azametli ve haşmetli devirleri Dara I. in (M.ö. 521) zamamdır. Dara tahta oturur otunnaz, mülkünde yeni bir idari taksimat, yani (Satraplıklar) ihdas ederek işe başladı. Doğu, Orta ve Batı Anadolu bu hükümdarm idaresine geçti. Harput ve havalisi, Van Satraplıgma baglanrmştı. Bu sırada ülkesi Hindistan'dan Ege ve Trakya topraklarma, Kafkaslardan Mısır, Trablus, Habeşistan dahil Afrika ortalarına kadar genişlemişti, Bu hükümdarlar Kiyaniyan sülâlesinden geldikleri için kendilerine de Kiyaniyan denildi. Fakat saltanatımn son yıllarmda Batıdan küçük Rum hükümetlerinin, Güneyde Samilerle ittifak akt etmeleriyle her iki ateş arasında kat.:lan ordusu maglüp olmuş ve Irana çekilmeğe mecbur kalmıştır i. Ardaşir III. (Artaxurx) (M.Ö. 358 - 338) zamanında ise Harput ve havalisinin manen Iran hükürndarlıgı camiasına dahil ve fakat bir Ermeni beylifi tarafından idare edildiğini görmekteyiz. Şimdi tam bu sıralarda ıranla Makedonya Kralı Büyük Iskenderi kâfi karşıya butayoruz. İskender, küçük ve fakat iyi talim ve terbiye görmüş ordusunu, Rumeline kadar geçmiş bulunan Iran kuwetleri üzerine sürerek bunları Rumeli'nden atmıs (M.ö. 334) ve Anadolu'da Adana bölgesine kadar sürmüştü. Burada daha büyük Iran kuşetleriyle kar$ılaştı ise de, her nevi emri kumanda ve disiolinden rnahrum olan 600.000 ki«üik Iran kuwetleri, Iskenderin tecrübeli kumandanları idaresindeki ordularma maglüp oldu. Bu hezimet üzerine İskender, 50.000'e yakın ordusuyla Nusaybin, Musul Erbil yoluyla İran topraklarmın ilerisine yürüdü (M.ö. 331). Baharında Dicle ile Büyük Zap suları arasında bekleyen 2. nci Iran ordusuyla karsı karşıya geldi, bir gün akşama kadar çetin savaslar oldu. Neticede yine iranlılar maglüp oldu. Simdi Doğuda bulunan bütün beylikler. krallıklar, birer birer mecbur! olarak Iskenderin tabiiyetini kabul ediyorlardı. Bu sırada Harput ve havalisi de bir Ermeni beyinin idaresi altmda Iskenderin eline geçmiş bulunuyordu Ari kökenli bir kavimdir. Ülke yönetimi merkezi ve mutlak monarşiye dayanıyordu. Ülke toprakları Satraplık denen eyaletlere ayrılır ve başlarına merkezden bir vali gönderilirdi. İlk divan teşkilatını kurdular. Mezopotamya'dan aldıkları çivi yazısını kullandılar. İlk posta ve istihbarat teşkilatını kurdular. Mısır, Mezopotamya ve Anadolu kültüründen etkilendiler. Zerdüştlük (Mecusilik) denen bir dine inanıyorlardı.
M. Ö. IV. yüzyılda Çemişgezek ve çevresi, Pers ordusunun İskender karşısında uğradığı yenilgilerden sonra Makedonya hâkimiyetine girmiştir. İskender'ih yönetimi altında iken kurulan Kapadokya Kıallığı'nın Çemişgezek civarına da hakim olduğu ancak İskender'den sonraki Makedonya hükümdarının Kapadokya Krallığı'nı ortadan kaldırarak tekrar Makedonya hâkimiyetini sağladığı anlaşılmaktadır. Fakat, M. Ö. III. yüzyılda yeniden canlanmış olan Kapadokya Krallığı'nm Malatya ve Tunceli yörelerini de ele geçirdiği görülmektedir.
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/medeniyetler-tarihi/16449-pers-imparatorlugu.html#ixzz1fB1ZzkAX
|
|
|
|
|
|
|
|