| 
				
					|  | 
							
								| 
										
											|  |  |  | unlu bilim adamlari ve buluslari unlu turk bilim adamlari ve buluslari icatlari |  |  |  
								| 
										
											|  |  |  |  
											|  |  |  |  |  
											|  |  | 
													
														|   
ÜNLÜ BİLİM ADAMLARI ÜNLÜ TÜRK MATEMATİKÇİLERİ ve BİLİM ADAMLARI KİMLERDİR?
 ALİ KUŞÇU:
  Türk İslam  Dünyası astronomi ve matematik alimleri arasında, ortaya koyduğu  eserleriyle haklı bir şöhrete sahip Ali Kuşçu, Osmanlı Türkleri'nde,  astronominin önde gelen bilgini sayılır. "Batı ve Doğu Bilim dünyası onu  15. yüzyılda yetişen müstesna bir alim olarak tanır." Öyle ki;  müsteşrik W .Barlhold, Ali Kuşcu'yu "On Beşinci Yüzyıl Batlamyos'u"  olarak adlan-dırmıştır. Babası, Uluğ Bey'in kuşcu başısı (doğancıbaşı)  idi. Kuşçu soyadı babasından gelmektedir. Asıl adı Ali Bin Muhammet'tir.  Doğum yeri Mave-raünnehir bölgesi olduğu ileri sürülmüşse de, adı geçen  bölgenin hangi şehrinde ve hangi yılda doğduğu kesinlikle  bilinmektedir.      Ancak doğum  şehri Semerkant, doğum yılının ise 15. yüzyılın ilk dörtte biri  içerisinde olduğu kabul edilmektedir. 16 Aralık 1474 (h. 7 Şaban 879)  tarihinde İstanbul'da ölmüş olup, mezarı E-yüp Sultan Türbesi hareminde  bulunmaktadır. Ölüm tarihi; torunu meşhur astronom Mirim Çele-bi'nin  (ölümü, Edirne 1525) Fransça yazdığı bir eserin incelenmesi sonucu  anlaşılmıştır. Mezar yerinin 1819 yılına kadar belirli olduğu ve hüsn-ü  muhafazasının yapıldığı; ancak 1819 yılından sonra, Ali Kuşcu'ya ait  mezarın yerine, zamanının nüfuzlu bir devlet adamının mezar taşının  konmuş olduğu anlaşılmaktadır. Uluğ Bey'in Horasan ve Maveraünnehir  hükümdarlığı sırasın-da, Semerkant'ta ilk ve dini öğrenimini  tamamlamıştır. Küçük yaşta iken astronomi ve matema-tiğe geniş ilgi  duymuştur.  Devrinin en büyük  bilginlerinden; Uluğ Bey , Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddün Cemşid ve  Mu'in al-Din el-Kaşi'den astronomi ve matematik dersi almıştır.  Önce,Uluğ Bey, tarafından 1421 yılında kurulan Semerkant Rasathanesi ilk  müdürü, Gıyaseddün Cemşid'in, kısa süre sonra da Rasathanenin ikinci  müdürü Kadızade Rumi'nin ölümü üzerine, Uluğ Bey Rasathane-ye müdür  olarak Ali Kuşcu'yu görevlendirmiştir. Uluğ Bey Ziyc'inin  tamamlanmasında büyük e-meği geçmiştir. Nasirüddün Tusi'nin Tecrid-ül  Kelam adlı eserine yazdığı şerh, bu konuda da gayret ve başarısının en  güzel delilini teşkil etmektedir. Ebu Said Han'a ithaf edilen bu şerh,  Ali Kuşcu'nun ilk şöhretinin duyulmasına neden olmuştur. Kaynakların  değerlendirilmesi sonucu anlaşılmaktadır ki; Ali Kuşcu yalnız telih  eseriyle değil, talim ve irşadıyle devrini aşan bir bilgin olarak  tanınmaktadır. Öyle ki; telif eserlerinin dışında, torunu Mirim Çelebi,  Hoca Sinan Paşa ve Molla Lütfi (Sarı Lütfi) gibi astronomların da  yetişmesine sebep olmuştur. Bu bilginlerle be-raber, Ali Kuşcu'yu eski  astronominin en büyük bilginlerinden birisi olarak belirtebiliriz.   CAHİT ARF:  1910 yılında  Selanik'te doğdu. Yüksek öğrenimini Fransa'da Ecole Nor-male  Superieure'de tamamladı (1932). Bir süre Galatasaray Lisesi'nde  matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakül-  tesi'nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya'ya  gitti. 1938 yılında Göttingen Üniversitesi'nde doktorasını bitirdi.  Yurda dön-düğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesör ve  ordinaryus profersörlüğe yükseldi. Burada 1962 yılına kadar çalıştı.  Daha sonra Ro-bert Koleji'nde Matematik dersleri vermeye başladı. 1964  yılında Türkiye Bilimsel  ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bilim  kolu başkanı oldu.    Daha sonra  gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde araştırma ve incelemelerde  bulundu; Kalifor-niya Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olrak görev  yaptı. 1967 yılında yurda dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde  öğretim üyeliğine getirildi. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye  ay-rıldıktan sonra TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde görev  aldı. 1985 ve 1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını  yaptı.   Arf İnönü  Armağanı'nı (1948) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazandı (1974). Cebir ve  Sayılar Teori-si üzerine uluslararası bir sempozyum 1990'da 3 ve 7 Eylül  tarihleri arasında Arf'in onuruna Siliv-ri'de gerçekleştirilmiştir.  Halkalar ve Geometri üzerine ilk konferanslarda 1984'te İstanbul'da  ya-pılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale  sunmuştur. Cahit Arf 1997 yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı  nedeniyle aramızdan ayrıldı.   KERİM ERİM:(1894 - 1952).
 İstanbul Yüksek  Mühendis mektebi'ni bitirdikten (1914) sonra Berlin Üniversitesi'nde  Albert Einstein'in yanında doktorasını yaptı (1919). Türkiye'ye dönünce,  bitirdiği okulda öğretim ü-yesi olarak çalışmaya başladı. Üniversite  reformunu hazırlayan kurulda yer aldı. Yeni kurulan İstanbul  Üniversitesi Fen Fakültesi'nde analiz profesörü ve dekan olduğu gibi  Yüksek Mü-hendis Mektebi'nde de ders vermeye devam etti. Yüksek Mühendis  Mektebi İstanbul Teknik Üniversitesi'ne dönüştürülünce buradan ayrıldı  ve yalnızca İstanbul Üniversitesi'nde çalış-maya devam etti. Daha sonra  burada ordinaryüs profesör oldu. 1948 yılında Fen Fakültesi Dekanlığı'na  getirildi.  1940 - 1952  yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne bağlı Matematik  Enstitüsü-'nün başkanlığını yaptı. Türkiye'de yüksek matematik  öğretiminin yaygınlaşmasında ve çağ-daş matematiğin yerleşmesinde etkin  rol oynadı. Mekaniğin matematik esaslara dayandırıl-masına da öncülük  etti. Matematik ve fizik bilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri  üzerinde de ça-lışmalarda bulunan Erim'in Almanca ve Türkçe yapıtları  bulunmaktadır.Bunlardan bazıları şunlardır:  Nazari  Hesap(1931), Mihanik(1934), Diferansiyel ve İntegral Hesap(1945), Über  die Traghe-its-formen eines modulsystems(Bir modül sisteminin süredurum  biçimleri üstüne - 1928)   ÖMER HAYYAM: Asıl adı  Giyaseddin Ebu'l Feth Bin İbrahim El Hayyam' dır. 18 Mayıs 1048'-de  İranin Nişabur kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının oğluydu.  Çadırcı anlamına gelen soyadını babasının mesleğinden almıştır.Fakat o  soyisminin çok ötesinde işlere imza atmıştır.Daha yaşadığı dönemde İbn-i  Sina'dan sonra Doğu'nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul  ediliyor-du. Tıp,  fizik, astronomi, cebir, geometri ve yüksek matematik  alanlarında önemli çalışmaları olan Ömer  Hayyam için zamanın bütün  bilgilerini bildi ği söylenirdi. O herkesten farklı olarak yaptığı  çalışmaların çoğunu kaleme almadı, oysa O is-mini çokça duyduğumuz  teo-remlerin isimsiz kahramanıdır. Elde bulunan ender kayıtlara  da-yanılarak Ömer Hayyam'ın çalışmaları şöyle sıralanabilir:    Yazdığı  bilimsel içerikli kitaplar arasında Cebir ve Geometri Üzerine, Fiziksel  Bilimler Alanın-da Bir Özet, Varlıkla İlgili Bilgi Özeti, Oluş ve  Görüşler, Bilgelikler Ölçüsü, Akıllar Bahçesi yer alır. Enbüyük eseri  Cebir Risalesi'dir. On bölümden oluşan bu kitabın dört bölümünde kübik  denklemleri  incelemiş ve bu denklemleri sınıflandırmıştır. Matematik  tarihinde ilk kez bu sı-nıflandırmayı yapan kişidir. O cebiri, sayısal  ve geometrik bilinmeyenlerin belirlenmesini a-maçlayan bilim olarak  tanımlardı. Matematik bilgisi ve yeteneği zamanın çok ötesinde olan Ömer  Hayyam  denklemlerle  ilgili başarılı çalışmalar yapmıştır. Nitekim,  Hayyam 13 farklı 3. dereceden denklem tanımlamıştır. Denklemleri  çoğunlukla geometrik metod kullanarak çözmüştür ve bu çözümler zekice  seçilmiş konikler üzerine dayandırılmıştır. Bu kitabında iki koniğin  arakesitini kullanarak 3. dereceden her denklem tipi için köklerin bir  geometrik çizi-mi bulunduğunu belirtir ve bu köklerin varlık  koşullarını tartışır.Bunun yanısıra  Hayyam, binom açılımını da bulmuştur. Binom teoerimini ve bu  açılımdaki  kat-sayıları bulan ilk kişi olduğu düşünülmektedir. (Pascal üçgeni diye  bildiğimiz şey aslında  bir Hayyam üçgenidir).Öğrenimi tamamlayan Ömer  Hayyam kendisine bugünlere kadar uzana-cak bir ün kazandıran Cebir  Risaliyesi'ni ve Rubaiyat'ı Semerkant'ta kaleme almıştır. Dönemin üç  ünlü ismi Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam bu şehirde bir araya  gelmiştir. Dönemin hakanı Melikşah, adı devlet düzeni anlamına gelen ve  bu ada yakışır yaşayan veziri Nizamül-mülk'e çok güvenirdi. Ömer Hayyam  ile ilk kez Semerkant'ta tanışan Nizam onu İsfa-han'a davet eder. Orada  buluştuklarında O'na devlet hülyasından bahseder ve bu büyük ha-yalinin  gerçekleşmesi için  Hayyam'dan yardım ister. Fakat Hayyam devlet  işlerine karışmak istemez ve teklifini geri çevirir.4 Aralık 1131'de  doğduğu yer olan Nişabur' da fani dünyaya veda eder. 
 
 
 Tarihteki Türk  İslam Alimleri ve Ünlü Bilim Adamlarının Buluşları Nelerdir?   Abdüsselam : ( 1926 - ) Pakistanlı Fizik Bilgini İlk nobel ödülü alanmüslüman bilim adamı.
 
 Ahmed Bin Musa : ( 10. yüzyıl ) Sistem mühendisliğinin Öncüsü. Astronom ve
 Mekanikçi.
 
 Akşemseddin : ( 1389 - 1459 ) Pasteur önce Mikrobu bulan ilk bilim adamı.
 İstanbulun fethinin manevi babasıdır. Fatih sultan Mehmet' in Hocasıdır
 
 Ali Bin Abbas : ( ? - 994 ) 1000 sene önce ilk kanser ameliyatını yapan
 bilim adamı. Kılcal damar sitemini ilk defa ortaya atan bilim adamıdır. Eski
 çağın en büyük hekimlerinden olan hipokratesin (Hipokrat) Doğum olayı
 görüşünü kökünden yıktı.
 
 Ali Bin İsa : ( 11. yüzyıl ) İlk defa göz hastalıkları hakkında eser veren
 müslüman bilim adamı.
 
 Ali Bin Rıdvan : ( ? - 1067 ) Batıya tedavi metodlarını öğreten islam alimi.
 
 Ali Kuşçu : ( ? - 1474 ) Ünlü Bir türk astronomi ve matematik bilginidir.
 
 Ammar : ( 11 yüzyıl ) İlk katarak ameliyatını kendine has biçimde yapan
 müslüman bilim adamı.
 
 Battani : ( 858 - 929 ) Dünyanın en meşhur 20 astrononumdan biri
 trigonometrinin mucidi, sinus ve kosinüs tabirlerini kullanan ilk bilgin.
 
 Beyruni : ( 973 - 1051 ) Dünyanın döndüğünü ilk bulan bilim adamı ümit
 burnu, amerika ve japonyanın varlığından bahseden ilk bilim adamı. Beyruni
 amerika kıtasının varlığını kristof colomb'un Keşfinden 500 sene önce
 bildirmiştir. Matematik, Jeoloji, Coğrafya, Tıp, Felsefe, Fizik, Astronomi
 gibi dallarda eserler yazmıştır. Çağın En Büyük Alimidir.
 
 Bitruci : ( 13. yüzyıl ) Kopernik'e yol açan öncülük eden astronom bilim
 adamı.
 
 Cabir Bin Eflah : ( 12. yüzyıl ) Ortaçağın büyük matematik ve astronom
 bilginidir . Çubuklu güneş saatini bulan ilk bilim adamıdır.
 
 Cabir Bin Hayyan : ( 721 - 805 ) Atom bombası fikrinin ilk mucidi ve
 kimyanın babası sayılır. Maddenin en Küçük parçası atomun parçalana
 bileciğini bundan 1200 sene önce söylemiştir.
 
 Cahiz : ( 776 - 869 ) Zooloji İlminin öncülerindendir. Hayvan gübresinden
 amonyak elde etmiştir.
 
 Cezeri : ( 1136 - 1206 ) İlk sistem mühendisi ve ilk sibernetikçi ve
 elektronikçi Bilgisayarın babası; oysa bilgisayarın babası yanlış olarak
 ingiliz matematikçisi Charles Babbage olarak bilinir..
 
 Demiri : ( 1349 - 1405 )Avrupalılardan 400 yıl önce ilk zooloji
 ansiklopedisini yazan alimdir ... Hayatül hayavan isimli kitabı yazmıştır.
 
 Dinaveri : ( 815 - 895 ) Botanikçi Ve astronom bir alim olarak bilinir.
 
 Ebu Kamil Şuca : ( ? - 951 ) Avrupaya matematiği öğreten islam bilgini.
 
 Ebu'l Fida : ( 1271 - 1331 ) Büyük Bir bilgin tarihçi ve coğrafyacıdır.
 
 Ebu'l Vefa : ( 940 - 998 ) Matematik ve Astronomi bilginidir trigonometriye
 tanjant, kotanjant, sekant ve kosekantı kazandıran matematik bilginidir.
 
 Ebu Maşer : ( 785 - 886 ) Med-cezir olayını (gel-git) ilk keşfeden
 bilgindir.
 
 Evliya Çelebi : ( 1611 - 1682 ) Büyük Türk seyyahı ve meşhur seyahatnamenin
 yazarıdır.
 
 Farabi : ( 870 - 950 ) Ses olayını ilk defa fiziki yönden ele alıp açıklayıp
 izah getiren ilk bilgindir.
 
 Fatih Sultan Mehmet : ( 1432 - 1481 ) İstanbulu feth eden ve Havan topunu
 icad eden yivli topları döktüren padişahtır fatihin kendi icadı olan ve adı
 "şahi" olan topların ağırlığı 17 ton ve bakırdan dökülmüş olup 1.5 ton
 ağırlığındaki mermileri 1 km ileriye atabiliyordu bu topları 100 öküz ve 700
 asker ancak çekebiliyordu..
 
 Fergani : ( 9. yüzyıl ) Ekliptik meyli ilk defa tesbit eden astronomi alimi.
 
 Gıyasüddin Cemşid : ( ? - 1429 ) Matematik alimi. Ondalık kesir sistemini
 bulan çemşid cebir ve astronomi alimi.
 
 Harizmi : ( 780 - 850 ) İlk cebir kitabını yazan ve batıya cebiri öğreten
 bilgin. Adı algoritmaya isim oldu rakamları Avrupa' ya öğreten bilgin.
 Cebiri sistemleştiren Bilgin.
 
 Hasan Bin Musa : ( - ) Dünyanın çevresini ölçen, üç kardeşler olarak bilinen
 üç kardeşten biri..
 
 Hazini : ( 6 - 7 yüzyıl ) Yerçekimi ve terazilerle ilgili izahlarda bulunan
 bilgin.
 
 Hazerfen Ahmed Çelebi : ( 17. yüzyıl ) Havada uçan ilk Türk. Planörcülüğün
 öncüsü.
 
 Huneyn Bin İshak : ( 809 - 873 ) Göz doktorlarına öncülük yapan bilgin.
 
 İbni Avvam : ( 8. yüzyıl ) Tarım alanında ortaçağ boyunca kendini kabul
 ettiren bilgin.
 
 İbni Battuta : ( 1304 - 1369 ) Ülke ülke , kıta kıta dolaşan büyük bir
 seyyah.
 
 İbni Baytar : ( 1190 - 1248 ) Ortaçağın en büyük botanikçisi ve eczacısıdır.
 
 İbni Cessar : ( ? - 1009 ) Cüzzam hastalığının sebeb ve tedavilerini 900
 sene önce açıklayan müslüman doktor.
 
 İbni Ebi Useybia : ( 1203 - 1270 ) Tıp Tarihi hakkında eşsiz bir eser veren
 doktor.
 
 İbni Fazıl : ( 739 - 805 ) 12 asır önce ilk kağıt fabrikasını kuran vezir.
 
 İbni Firnas : ( ? - 888 ) Wright kardeşlerden önce 1000 sene önce ilk uçağı
 yapıp uçmayı gerçekleştiren alim.
 
 İbni Haldun : ( 1332 - 1406 ) Tarihi ilim haline getiren sosyolojiyi kuran
 mütefekkir. Psikolojiyi tarihe uygulamış, ilk defa tarih felsefesi yapan
 büyük bir islam tarihçisidir. Sosyolog ve şehircilik uzmanı.
 
 İbni Hatip : ( 1313 - 1374 ) Vebanın bulaşıcı hastalık olduğunu ilmi yoldan
 açıklayan doktor.
 
 İbni Havkal : ( 10. yüzyıl ) 10 asır önce ilmi değeri yüksek bir coğrafya
 kitabı yazan alim.
 
 İbni Heysem : ( 965 - 1051 ) Optik ilminin kurucusu büyük fizikçi. İslam
 dünyasının en büyük fizikçisi, batılı bilginlerin öncüsü, göz ve görme
 sistemlerine açıklık kazandıran alim. Galile teleskopunun arkasındaki isim.
 
 İbni Karaka : ( ? - 1100 ) Dokuzyüz yıl önce torna tezgahı yapan bilgin.
 
 İbni Macit : ( 15. yüzyıl ) Ünlü bir denizci ve coğrafyacı. Vasco da Gama
 onun bilgilerinden ve rehberliğinden istifade ederek hindistana ulaştı.
 
 İbni Rüşd : ( 1126 - 1198 ) Büyük bir doktor, astronom ve matematikçidir.
 
 İbni Sina : ( 980 - 1037 ) Doktorların sultanı. Eserleri Avrupa
 üniversitelerinde 600 sene temel kitap olarak okutulan dahi doktor. Hastalık
 yayan küçük organizmalar, civa ile tedavi, pastör' e ışık tutması, ilaç
 bilim ustası, dış belirtilere dayanarak teşhis koyma, botanik ve zooloji ile
 ilgilendi, Fizikle ilgilendi, jeoloji ilminin babası.
 
 İbni Türk : ( 9. yüzyıl ) Cebirin temelini atan islam bilgini.
 
 İbni Yunus : ( ? - 1009 ) Galile'den önce sarkacı bulan astronom.
 
 İbni Zuhr : ( 1091 - 1162 ) Endülüsün en büyük müslüman doktorlarından
 asırlarca Avrupa'da eserleri ders kitabı olarak okutuldu.
 
 İbnünnefis : ( 1210 - 1288 ) Küçük kan dolaşımını bulan ünlü islam alimi.
 
 İbrahim Efendi : ( 18. yüzyıl )Osmanlılarda ilk denizaltıyı gerçekleştiren
 mühendis.
 
 İbrahim Hakkı : ( 1703 - 1780 ) Büyük bir sosyolog, psikolog, astronom ve
 fen adamı. En ünlü eseri marifetnâme, Burçlardan, insan fizyoloji ve
 anatomisinden bahsetmiştir.
 
 İdrisi : ( 1100 - 1166 ) Yedi asır önce bügünküne çok benzeyen dünya
 haritasını çizen coğrafyacı.
 
 İhvanü-s Safa : ( 10. yüzyıl ) çeşitli ilim dallarını içine alan 52 kitaptan
 meydana gelen bir ansiklopedi yazan ilim adamı. Astronomi , Coğrafya,
 Musiki, Ahlâk, Felfese kitapları yazmıştır.
 
 İsmail Gelenbevi : ( 1730 - 1791 ) 18 yüzyılda osmanlıların en güçlü
 matematikçilerinden.
 
 İstahri : ( 10. yüzyıl ) Minyatürlü coğrafya kitabı yazan bilgin.
 
 Kadızade Rumi : ( 1337 - 1430 ) Çağını aşan büyük bir matematikçi ve
 astronomi bilgini. Osmanlının ve Türklerin ilk astronomudur.
 
 Kambur Vesim : ( ? - 1761 ) Verem mikrobunu Robert Koch'dan 150 sene önce
 keşfeden ünlü doktor.
 
 Katip Çelebi : ( 1609 - 1657 ) Osmalılarda rönesansın müjdecisi coğrafyacı
 ve fikir adamı.
 
 Kazvini : ( 1203 - 1283 ) Ortaçağın Herodot'u müslümanların Plinius'u ,
 astronom ve coğrafyacı bilgin.
 
 Kemaleddin Farisi : ( ? - 1320 ) İbni Heysem ayarında büyük islam
 matematikçisi, fizikçi ve astronom.
 
 Kerhi : ( ? - 1029 ) İslam Matematikçilerinden.
 
 Kindi : ( 803 - 872 ) İbni Heysem'e kadar optikle ilgili eserleri kaynak
 olan bilgin. Fizik, felsefe ve matematik alanında yaptığı hizmetleri ile
 tanınmıştır.
 
 Kurşunoğlu Behram : ( 1922 - ? ) Genelleştirilmiş izafiyet teorisini ortaya
 atan beyin güçlerimizden. Halen prof. Behram Kurşunoğlu Amerika da florida
 üniversitesinde teorik fizik merkezinde başkanlık yapmaktadır.
 
 Lagarî Hasan Çelebi : ( 17. yüzyıl ) Füzeciliğin atası, osmanlılarda ilk
 defa füze ile uçan bilgin.
 
 Macriti : ( ? - 1007 ) Matematikte başkan kabul edilen Endülüslü Matematikçi
 ve astronom.
 
 Mağribi : ( 16. yüzyıl ) Çağının en büyük matematikçilerinden . Mağribinin
 eseri olan Tuhfetü'l Ada isimli kitabında üçgen, dörtgen, daire ve diğer
 geometrik şekillerinin yüz ölçümlerini bulmak için metodlar gösterilmiştir.
 
 Maaşallah : ( ? - 815 ) Meşhur islam astronomlarındandır. Usturlabla İlgili
 ilk eseri veren bilgindir.
 
 Mes'ûdi : ( ? - 956 ) Kıymeti ancak 18. 19. Yüzyıllarda anlaşılan büyük
 tarihçi ve coğrafyacı. Mesudi günümüzden 1000 sene önce depremlerin oluş
 sebebini açıklamıştır. Mesûdinin eserlerinden yel değirmenlerinin de
 müslümanların icadı olduğu anlaşılmıştır.
 
 Mimar Sinan : ( 1489 - 1588 ) Seviyesine bugün dahi ulaşılamayan dahi mimar.
 Mimar Sinan tam manası ile bir sanat dahisidir.
 
 Muhammed Bin Musa : ( 9. yüzyıl ) Dünyanın Çevresini ölçen 3 kardeşten biri.
 Matematikçi ve astronom.
 
 Mürsiyeli İbrahim : ( 15. yüzyıl ) Piri reisten 52 sene önce bugünkü uygun
 Akdeniz haritasını çizen haritacı. Günümüzden 500 sene önce kadar önce
 yaşamıştır.
 
 Nasirüddin Tusi : ( 1201 - 1274 ) Trigonometri sahasında ilk defa eser
 veren, Merağa rasathanesini kuran, matematikçi ve astronom.
 
 Necmeddinü-l Mısri : ( 13 yüzyıl ) Çağının ünlü astronomlarından.
 
 Ömer Hayyam : ( ? - 1123 ) Cebirdeki binom formülünü bulan bilgin. Newton
 veya binom formülünün keşfi ömer hayyama aittir.
 
 Piri Reis : ( 1465 - 1554 ) 400 sene önce bu günküne çok yakın dünya
 haritasını çizen büyük coğrafyacı. Amerika kıtasının varlığını kristof
 kolomb 'dan önce bilen ünlü denizci.
 
 Razi : ( 864 - 925 ) Keşifleri ile ün salan asırlar boyunca Avrupa'ya ders
 veren kimyager doktor ünlü klinikçi. Devrinin En büyük bilgini İbni Sina ile
 aynı ayarda bir bilgin.
 
 Sabit Bin Kurra : ( ? - 901 ) Newton' dan çok önce diferansiyel hesabını
 keşfeden bilgin. Dünyanın çapını doğru olarak hesaplayan ilk islam bilgini.
 Matemetik ve astronomi alimi.
 
 Sabuncu Oğlu Şerefeddin : ( 1386 - 1470 ) Fatih devrinin ünlü doktor ve
 cerrahlarındandır. Deneysel fizyolojinin öncülerindendir.
 
 Seydi Ali Reis : ( ? - 1562 ) Ünlü bir denizci, matematik ve astronomi
 alimidir.
 
 Şemsettin Halili : ( ? - 1397 ) Büyük bir astronomi bilginidir.
 
 Şihabettin Karafi : ( ? - 1285 ) orta çağın en büyük fizikçi ve
 hukukçularından.
 
 Takiyyüddin Er Rasit : ( 1521 - 1585 ) İstanbul rasathanesi ilk kuran
 çağından çok ileride asrın önde gelen astronomi alimidir.
 
 Uluğ Bey : ( 1394 -1449 ) Çağının en büyük astronomu ve trigonometride yeni
 çığır açan ünlü bir alim ve hükümdar.
 
 Zehravi : ( 936 -1013 ) 1000 sene önce ilk çağdaş ameliyatı yapan böbrek
 taşlarının nasıl çıkarılacağını ve ilk böbrek ameliyatını gerçekleştiren
 bilim adamı..
 
 Zerkali : ( 1029 - 1087 ) Keşif ve hizmetleri ile ün salmış astronomi
 alimidir.
 
 Cartan (1869 - 1951)
 
 Bir Fransız matematikçisi olan Elie Cartan, 1869  tarihinde Dolomieu' da doğdu. 1912 yılında Sorbonne'da profesörlüğe  yükseltildi. 1924 tarihinden 1940 yılına kadar yüksek geometri dersleri  verdi. Çalışmalarının çoğu gruplar kuramının incelenmesi ve uygulaması  yönündedir. Sürekli ve sonsuz grupların yapısıyla ilgili kuramı ve yeni  evrenler düşünülmesine yol açan genelleştirmeler ve uzaylar kuramını  kurdu. 1922 yılında ortaya attığı, hiç eğrilik göstermeyen tamamen  paralel bir uzay kavramı, en önemli buluşlarından sayılır. Cartan'ın bu  çalışmalarından haberi olmayan Einstein, 1828 yılında aynı gerçekleri  yeniden buldu. Çok sayıda yayını ve kitapları olan Cartan, 1951 yılında  Paris'te öldü.
 
 
 René Descartes (Röne Dekart okunur) (31 Mart 1596-11 Şubat 1650) Fransız matematikçi, bilimadamı ve filozof.1596 yılında La Haye  (şimdi Descartes), Touraine, Fransa’da doğan ünlü düşünür, eğitimini  Anjou’da bulunan bir Cizvit kolejinde gördü. Sağlık bakımından zayıf  olan Descartes, özellikle çocukluğunda sık sık hastalıklarla boğuştu.  1616 yılında Poitiers üniversitesinden hukuk diplomasını aldı. Gençlik  yıllarında çeşitli dönemlerde orduda hizmette bulundu. Bu hizmetlerin  dışında Avrupa’nın bir çok ülkesine yolculuklar yapıp, çeşitli  şehirlerde yaşadıktan sonra 1628 yılında Fransa’ya geri döndü ve felsefe  ve optik üzerine değişik deneyler yaptı. Aynı yıl Hollanda’ya yerleşti.Hayatı boyunca sabahları geç kalkma alışkanlığı oldu. 1649 yılında,  zamanın İsveç Kraliçesi Christina’nın davetiyle Stockholm’a yerleşti ve  burada kraliçeye dersler vermeye başladı. Kraliçenin isteğiyle,  filozofun uyanık olmaya alışık olmadığı kadar erken bir saat olan, sabah  beşte yapılan dersler ve ülkenin soğuk iklimi yüzünden Descartes,  İsveç’e gelişinin bir kaç ay ardından 11 Şubat 1650′de zatüreden dolayı  yaşamını yitirdi.Descartes  bilime ve matematiğe önemli katkılarda bulunmuştur. Optikte yansımanın  temel kanununu bulmuştur; geliş açısı gidiş açısına eşittir. Matematiğe  olan en büyük katkısı ise analitik geometri üzerine olmuştur. Cebirin  geometriye uygulanması üzerine çalışmıştır. Kartezyen Geometri ifadesini  ortaya atmıştır. Eğrileri onları üreten denklemlere göre  sınıflandırmıştır. Alfabenin son harflerini bilinmeyen çokluklar için,  ilk harflerini de bilinen çokluklar için kullanmıştır.Descartes’ın  felsefe tarihindeki önemi, kilise odaklı orta çağ felsefesini içinde  bulunduğu darboğazdan çıkarıp Yeni Çağ’a taşımasından kaynaklanmaktadır.  Descartes’ın çalışmaları “Akılcılık” akımının doğmasına yol açmıştır.Başta Spinoza ve Leibniz olmak üzere eserleri pek çok önemli filozofu etkilemiştir.Filozofun  görüşleri, başta “Düşünüyorum öyleyse varım” çıkarımı olmak üzere,  günümüzde de halen pek çok eserde alıntı olarak bulunabilmektedir.Düşünceleri  kendinden sonraki bütün filozofları etkilemiştir. 17 ve 18. yüzyıllarda  Descartes’in etkisi kolayca görülebilir. Locke, Hume, Leibniz ve Kant;  Descartes’in düşüncesine yanıt vermeye çalışmışlardır.Bu bakımdan modern felsefenin babası sayılmaktadır.Descartes,  cebirin geometriye uygulanmasından oluşan yeni bir kod buldu. Bu kol,  analitik geometri ya da koordinat geometrisi olarak çeşitli adlar  altında bilinir. Descartes, aynı zamanda, diyagramı da buldu. Bir  diyagram üzerinde yer alan herkesin bildiği o iki çizgi onun adını  taşımaktadır. Bunlara Kartezyen koordinatlar denir; Kartezyen de,  Descartes adından türetilmiş bir sıfattır. Matematiğin apaçık ve tümüyle  güvenilir kesinlikleri Descartes’i heyecanlandırmaktaydı. Böylece,  matematiğe kesinliğini veren şeyin, bilginin öteki alanlarına uygulanıp  uygulanamayacağını düşünmeye başladı. Eğer bu mümkün olabilirse, hiçbir  şeyin kesin olarak bilinemeyeceğini savunan şüphecileri kolayca  çürütebilecek bir şey olacaktı elimizde. Fakat, bundan da önemlisi,  modern anlamıyla bilimin üzerinde inşa edilebileceği dünya hakkında  kesin bilgi elde etmenin bir yöntemine kavuşabilecektik.Descartes,  matematiğin, kesinliğini şu bir dizi nedene borçlu olduğunu sonucuna  vardı. Matematik tanıtlamalar, son derece basit az sayıda öncülden  başlamaktaydı; bu basitlik, (iki nokta arasındaki en kısa mesafe düz bir  çizgidir önermesinde olduğu gibi) o denli temel ve apaçıktı ki onlardan  şüphe etmek olanaksızdı. Daha sonra, her seferinde mantıksal bir adım  atılarak bu tanıtlamalardan tümdengelimsel biçimde ilerlenirdi. Her  adım, yanlışlanamaz, çok basit ve yine kesindi. Daha sonra, –ki bu  matematiğin büyüsüne kapılmış herkesi kendinden geçiren bir şeydir – her  biri basit ve apaçık olan öncüllerden yine her biri basit ve apaçık  olan mantıksal adımlarla ilerlerken, ne basit ne de apaçık olan  sonuçlara vardığınızı fark edersiniz: Önünüzde öngörülmemiş buluşlarla  dolu bir dünya açılmaya başlar. Bu buluşların çoğu şaşırtıcıdır ve  uygulamada büyük yararları vardır; ayrıca hepsinin doğruluğuna  güvenilebilir. İnsana, keşfedilmeyi bekleyen bu dünyanın bir sonu yokmuş  gibi gelir. Descartes’in yaptığı gibi, matematikçiler beklenmedik yeni  yollar açmışlar hep.Şimdi,  bu yöntemi matematiksel olmayan bilgilere tastamam uygulamak mümkün  müdür, diye sorar Descartes. Matematiğin dışında doğruluğundan şüphe  edilemez önermeler bulabilirsek, onları, tümdengelimsel kanıtlamalarda  öncül olarak kullanabiliriz; bu durumda, onlardan mantıksal olarak  çıkarsadığımız herşey doğru olmak zorundadır. Bu bize, bilgi yolunda  buluşlarına yüzde yüz güvenebileceğimiz yöntemsel bir temel  sağlayacaktır. Fakat, böyle öncüller var mıdır? Yoksa, matematik ve  mantık dışında, kesin olarak bilebileceğimiz bir şey yok mudur?
 Bu tür kesin öncüller arayışında Descartes üç evreden geçti. İlkin,  doğrudan ve dolaysız deneyi önüne koydu. Çıplak gözle kilise kulesine ya  da bir bölümü suya batmış şu ağaca baktığımda, elbette duyularımın  dolaysız tanıklığına güvenebilirim. Ama heyhat! Araştırma sırasında,  doğrudan gözlemin bizi sık sık yanılttığı ortaya çıkmaktadır. Gündüz  altın gibi parlayan, günbatımında kızıllaşan şu kilise kulesi, diğer  zamanlarda gri görünmektedir. Suya girdiği noktada eğik görünen şu  dalın, sudan çıkartıldığında düz olduğu görülüyor. Dolayısıyla, onlara  ne kadar doğrudan baksam da, aklım ne kadar uyanık ve tetikte olsa da,  gerçekte şeylerin bize göründüğü gibi olduklarından asla emin olamayız.
 Zihin ve BedenDescartes  ‘zihin’ (fransızca esprit, Latince mens) ya da ‘ruh’ (Fransızca ame,  Latince anima) terimini bilinçli, düşünen ben’e işaret etmek için  kullanır.Yöntem  Üzerine Konuşma belirttiği gibi (AT VI 330: CSM I 127) “sayesinde benim  ben olduğum bu ‘Ben’ “. Daha sonra, Meditasyonlarda bu kavrayışı daha  tam hale getirir: İkinci Meditasyon’da ‘Öyleyse ben neyim?’ diye sorar  ve yanıt verir: “Ben kati anlamıyla yalnızca düşünen bir şeyim (res  cognitans), yani ben bir ‘zihin veya zekâ veya akıl veya ratioyum*  (mens, sive animus, sive intellectus, sive ratio, AT VII 27: CSM II 18).  Daha sonra, ‘düşüncenin’ tanımı iradi ve akli faaliyetleri içerecek  şekilde genişletilir: “Öyleyse ben neyim? Düşünen bir şey Bu (şey)  nedir? Kuşku duyan, idrak eden, evetleyen, redde den, isteyen ve  istemeyen bir şey …” (AT VII 28: CSM II 19 bu pasajda, imgeleme ve  duyusal algıya sahip olma ‘düşünen bir şeyin’ yaptıklarının listesine  eklenir, ancak bu son iki yeti daha sonra, Altıncı Meditasyon da  kendilerine ait özel bir kategoride incelenmeyi (ele alınmayı)  gerektirir hale gelir; Descartes’ın “düşünce” genel yaftası altında  sınıflandırdığı akli ve iradi faaliyetler hakkında Meditasyonlar ın  sonunda ortaya çıkacak merkezi olgu bunların cisimden tamamıyla ayrı bir  töze ait olduklarıdır. “Bir yandan, yalnızca düşünen, uzama sahip  olmayan bir şey olduğum denli, kendimin açık ve seçik bir ideasına  sahibim; ve diğer yandan yalnızca uzama sahip, düşünmeyen bir şey olduğu  denli, açık ve seçik bir cisim ideasına sahibim” (Altıncı Meditasyon,  AT VII 78: CSM Ii 54;
 
 SELMAN AKBULUT
 
 Prof. Dr. Selman Akbulut, 1971 yılında California Üniversitesi  (Berkeley) Matematik Bölümü'nden mezun olmuştur. Prof. Dr. Akbulut, 1975  yılında aynı üniversitede doktora eğitimini tamamlayarak, 1976 yılında  Wisconsin Üniversitesi'nde yardımcı doçent olarak göreve başlamıştır.
 1978 - 1980 yılları arasında Rutgens Üniversitesi'nde, 1980 - 1981  yıllarında Michigan State Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent; 1983 - 1986  yılları arasında aynı üniversitede Doçent olarak çalışmalarda bulunan  Prof. Dr. Akbulut 1986 yılında profesörlüğe yükselmiştir ve halen  Michigan State Üniversitesi'nde görev yapmaktadır.
 Prof. Dr. Akbulut, 1975 - 1976, 1980 - 1981 yıllarında Advanced Study  Institute'da, 1982 - 1983 yıllarında Max - Planck Enstitüsü ve 1984 -  1985 yıllarında California Üniversitesi, Mathematical Sciences Research  Institute'de çalışmalarda bulunmuştur.
 Prof. Dr. Akbulut, Türk Matematik Derneği, Amerikan Matematik Derneği ve  Doğa - Türk Matematik Dergisi Editörler Kurulu'na üyedir.
 Prof. Dr. Selman Akbulut'un Uluslararası Science Citation Index'ce  taranan hakemli dergilerde çıkmış 29 yayını vardır ve bu yayınlara 1991  yılı sonu itibariyle 239 atıf yapılmıştır.
 
 MOLLA LÜTFİ (? - 1495)
 15. yüzyılda, Fatih Sultan Mehmet ve II. Beyazıd dönemlerinde yaşamış meşhur matematikçilerdendir. Sinan Paşa’nın ve Ali Kuşçu’nun  talebesi olmuş, Ali Kuşçu’dan öğrendiği matematik bilgilerini Sinan  Paşa’ya aktarmıştır. Böylece Sinan Paşa, onun vasıtasıyla matematik  öğrenmiştir. Sinan Paşa’nın tavsiyesiyle, Fatih, Molla Lütfi’yi, özel  kütüphanesinin müdürlüğüne getirmiştir. Molla Lütfi, bu sayede pek çok  değerli kitaptan değişik bilimleri öğrenme fırsatına sahip olmuştur.  Sinan Paşa, Fatih tarafından Sivrihisar’a sürülünce, Molla Lütfi de  hocası ile birlikte gitmiş, Sultan II. Beyazıd’ın tahta çıkmasının  ardından hocasıyla birlikte İstanbul’a dönmüştür. Önce Bursa’daki  Yıldırım Beyazıd Medresesi’nde, sonra Filibe’de ve Edirne’de medrese  hocalığı yapmıştır.Molla  Lütfi, çevresindeki devlet erkanına ve bilginlere latife yaparak onları  eleştirdiğinden, çoğu kimse tarafından sevilmezdi. Fatih Sultan  Mehmet’le bile iki arkadaş gibi şakalaşırdı. Kendisini çekemeyen bazı  kimselerin, dinsizlik suçlamaları nedeniyle kovuşturmaya uğradı ve  Sultan Beyazıd döneminde idam edildi. Ölümü üzerine pek çok kimse yas  tutmuş, tarihler düşmüş ve şehit sayılmıştı.Molla Lütfi’nin, çoğu Arapça  olan eserleri 17. yüzyıla kadar elden düşmemiştir. Taz’ifü’l-Mezbah  (Sunak Taşının İki Katının Bulunması Hakkında) adlı kitabı iki bölümden  oluşur. Birinci bölümde kare ve küp tarifleri, çizgilerin ve yüzeylerin  çarpımı ve iki kat yapılması gibi geometri konuları ele alınmıştır.  İkinci bölümde ise meşhur Delos problemi incelenmiştir. Molla Lütfi’nin,  bu problemi, İzmir’li Theon’un eserinden öğrendiği anlaşılmaktadır.  İzmir’li Theon, İskenderiye kütüphanesinin müdürü Eratosthenes’e  atıfla, Delos adasında büyük bir veba salgını çıkınca, ahalinin, Apollon  rahibine müracaat ederek bu salgının geçmesi için ne yapmak gerektiğini  sorduklarında, rahibin tapınaktaki sunak taşını iki katına  çıkarmalarını tavsiye ettiğini, böylece kolaylıkla çözülemeyecek bir  matematik problemi ortaya çıkmış olduğunu yazar. Mimarlar bu işi  başaramıyınca, Platon’un yardımını isterler. Platon, rahibin sunak  taşına ihtiyacı olduğundan değil, Yunanlılara matematiği ihmal  ettiklerini ve küçümsediklerini söyleme maksadında olduğunu bildirdikten  sonra, problemlerin orta orantı ile çözüleceğini ifade etmiştir. Molla  Lütfi, işte bu hikayeye dayanarak eserini yazmıştır. Kitabında, küpün  iki kat yapılmasının, yanına başka bir küp ilave etmek demek olmayıp,  onu sekiz defa büyütmek demek olduğunu açıklar. Molla Lütfi Mevzuatü’l  Ulüm (Bilimlerin Konuları) adlı eserinde de yüz kadar bilimi tasnif  etmiştir.
 
 Türk  matematikçilerinden birisi olan Uluğ Bey, Timur’un erkek torunlarından  hükümdar olanlardan birinin oğludur. Asıl adı Mehmet’tir. Fakat o, daha  çok Uluğ Bey adı ile ünlü olmuştur. 1393 yılında Sultaniye kentinde  doğmuştur. Timur’un öldüğü sıralarda Uluğ Bey Semerkant’ta bulunuyordu.  Semerkant ve Maveraünnehir, Mirza Halil Sultan’ın saldırısı ve işgali  üzerine babasının yanına gitmek zorunda kalmıştır. Babası buraları  yeniden yönetimine alarak on altı yaşında olan Uluğ Bey’e yönetimini  bırakmıştır. Uluğ Bey, bu tarihten sonra, hem hükümeti yönetmiş ve hem  de öğrenimine devam etmiştir.Uluğ  Bey, bilgin ve olgun bir padişahtı. Boş zamanını kitap okumak ve  bilginlerle ilmi konular üzerinde konuşmakla geçirirdi. Tüm bilginleri  yöresinde toplamıştı. Uluğ Bey, dikkatlice okuduğu kitabı kelimesi  kelimesine hatırında tutacak kadar belleği vardı. Matematik ve astronomi  bilgileri oldukça ileri düzeydeydi. Bir söylentiye göre, kendi falına  bakarak, oğlu Abdüllatif tarafından öldürüleceğini görmüş ve bunun  üzerine oğlunu kendisinden uzak tutmayı uygun görmüştür. Baba ile oğlu  arasındaki bu soğukluk, Uluğ Bey’in küçük oğluna karşı olan yakınlığı  ile daha da şiddetlenmiş ve sonunda Uluğ Bey’in korktuğu başına  gelmiştir.Uluğ Bey, Semerkant’ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır. Kadı Zade  bu medreseye başkanlık etmiştir. Rasathane için yörede bulunan tüm  mühendis, alim ve ustaları Semerkant’a çağırmıştır. Kendisi için de bu  rasathanede bir oda yaptırarak tüm duvar ve tavanları gök cisimlerinin  manzaralarıyla ve resimleriyle süsletmişti. Rasathanenin yapım ve rasat  aletleri için hiç bir harcamadan kaçınmamıştır. Bu gözlemevinde yapılan  gözlemler, ancak on iki yılda bitirilebilmiştir.Gözlemevinin yönetimini Kadı Zade ile Cemşid‘e  vermiştir. Cemşid, gözlemlere başlandığı sırada ve Kadı Zade de  gözlemler bitmeden ölmüştür. Gözlemevinin tüm işleri o zaman genç olan Ali Kuşçu‘ya  kalmıştır. Bu gözlem üzerine Uluğ Bey, ünlü Zeycini düzenlemiş ve  bitirmiştir. Zeyç Kürkani veya Zeyç Cedit Sultani adı verilen bu eser,  birkaç yüzyıl doğuda ve batıda faydalanılacak bir eser olmuştur. Zeyç  Kürkani bazı kimseler tarafından açıklanmış ve Zeyç’in iki makalesi 1650  yılında Londra’da ilk olarak basılmıştır. Avrupa dillerinin birçoğuna,  çevrilmiştir. 1839 yılında cetvelleri Fransızca tercümeleriyle birlikte,  asıl eser de 1846 yılında aynen basılmıştır.Zeyç  Kürkani’nin asıl kopyalarından biri Irak ve İran savaşlarından sonra  Türkiye’ye getirilmiş ve halen Ayasofya kütüphanesindedir. Bir hile ile  oğlu Abdüllatif tarafından 1449 yılında öldürülmüştür.
 Thales (M.Ö.624 - M.Ö.547)
 
 Antik dönemin ünlü filozofudur. Ataları Fenikelilerdir. Son
 kaynaklar, M.Ö. 625 yılında Milletos'ta doğup, 545'te öldüğünü kabul eder.
 Yaşadığı yıllarda; geniş bir araştırma, inceleme, düşünme ve mühendislik  yeteneği ile ilginç bir ticari zekası sonucu üne kavuşmuştur. Miletos  Okulu' nun korucusudur.
 THALES zamanımıza kadar intikal eden yazılı bir eser bırakmamıştır.  Düşünceleri öğrencileri yoluyla zamanımıza kadar intikal etmiştir.
 THALES, ARİSTO' nun (M.Ö. 384,322) eserlerine atfen, fizik ve doğal  felsefenin, EUDEME' nin (Aristo'nun öğrencisi), eserlerine atfen de  astronomi ve matematiğin kurucusu kabul
 edilir. Bu tür görüşler, konu ile ilgili yayınlarda her geçen yıl hızla  yaygınlaşmıştır. Netice itibariyle de THALES' e mümtaziyet ve ebedilik  vasıfları verilmiştir.
 THALES' in astronomide kurucu addedilmesine ve üne kavuşmasına sebep olan olaylardan birisi şudur.
 Atina'da M.Ö. 28 Mayıs 585 tarihinde görülebilecek Güneş tutulma  olayını, tutulmanın vukuundan önce haber vermiş olmasıdır. Thales' e  büyük ün kazandıran bu olay
 Babilleler tarafından bilinmekte idi.
 Burada önemli olan, tutulma olayının kendisi değil, haber verenin bu  bilgiyi aldığı kaynaktır. Gerçekte: THALES' in bu bilgiyi eski Mısır ve  Mezopotamya' dan elde ettiğinde bütün
 kaynaklar birleşmektedir.
 Matematikte kurucu addedilmesine sebep olan bilgileri de şunlardı.
 Bir dairenin içine üçgen çizme probleminin çözümü. cisimlerin  (piramitlerin) gölgesi yardımıyla yüksekliğinin hesabını. üçgenlerin  kenarları ile ilgili bağıntılar ters açıların eşitliği konusu, küresel  üçgenlerin bazı özellikleri eşkenar üçgenlerin taban açılarının eşitliği  teoremi...
 Fizikte kurucu addedilmesine sebep olan bilgileri de şunlardır.
 Bazı cisimlerin demir üzerindeki çekim etkisi, Nil Nehri'nin taşmasının nedenlerinin açıklanması.
 THALES'e atfedilen ve bilimlerde kurucu unvanını almasına sebep olan bu  bilgiler, THALES'ten 2000 yıl kadar önceleri Eski Mısırlılar ve  Mezopotamyalılar tarafından bilinmekte idi. THALES, eski Mısır ve  Babil'e yaptığı birçok seyahatleri sırasında, buralarda eski dönemlerin  bilim ve tekniklerini dönemin bilginlerinden (kahin, katip, rahip)  öğrenmiştir. Bu ilk medeniyetlerin, eski imparatorluk dönemlerinden  öğrenmiş ve bu suretle Grek felsefesinin, geometri ve astronomisinin  gelişmesine ilk çıkış noktası olarak temel kavramlar edinmiştir.
 Ülkemizde, diğer antik dönem bilginlerine olduğu gibi THALES' e  mümtaziyet ve ebedilik verilmesine sebep, Batı' lı kaynakların  yayınlarıdır. Değişik bir ifade ile bilgilerimizin noksan olduğu  dönemlerin damgasını taşır.
 Bize göre: THALES'in bilim tarihindeki yeri ile ilgili gerçekleri şu şekilde özetlemek mümkündür.
 THALES, ilk medeniyetlerin beşiği olan eski Mısır bölgesini uzun yıllar  dolaşmıştır. Kaynaklardan bazıları. THALES'in Babil bölgesine kadar  gittiğini yazar. THALES eski Mısır ve Mezopotamya' ya yaptığı bu geziler  sırasında matematik, astronomi ve fiziğin temel bilgilerini öğrenerek  Atina' ya döndü. Burada, elde ettiği bilgileri önce sistematize,  bilahare de kanuniyet (teori) halinde ifade etmiştir.
 Bugün için "saçma" olan şu görüşler de THALES'e aittir: "Yeryüzü, suyun  üstündedir ve suyun üstünde tahta parçası gİbi durur, dalgalanır.",  "Kehribar da cisimleri çektiği için ruha sahiptir."
 THALES' in doğa felsefesi ile ilgili görüşlerini, ayrı bir İhtisas dalı  olması sonucu burada konu etmiyoruz Ancak şunu belirtelim. THALES,  alemin yaratılışı ile ilgili bilgileri ortaya koyan Antik dönemin ilk  bilginlerindendir.
 
 Miletos Okulu'nun Kurucu ve Öğretim Üyeleri
 
 Miletos Okulu'nun Kurucu ve Öğretim Üyelerinin önemli özeIIiği,  İyonya' nın önde gelen bilim, kültür ve sanat merkezi olmasıdır. Aynı  zamanda "Miletos Okulu" adlı bir bilim kuruluşuna sahip olmasıdır.
 Miletos Okulu' nun kurucusu THALES' tİr. Bu okulda THALES'in öğrencileri  olarak, ANAXIMANDROS (M.ö. 610-543) ve ANAXİMENES (M.Ö. 546 hayatta)  yetişmiştir. Kaynaklar, FİSAGOR 'un da (M.Ö. Sisam 570 -Metapante 500?)  bu okulda yetiştiği ve Thales'in öğrencisi olduğunu belirtir.
 Miletos okulu kurucu ve öğrencilerinin en önemli özelliği, keskin bir  araştırma, gözlem ve derleme gücüne sahip olmalarıdır. Duyup gördükleri  olayların açıklanmasını ve yorumlanmasını en iyi şekilde ifade  etmişlerdir.
 
 AHMET FERGANi
 9.  yüzyılın başlarında dünyaya geldiği kabul edilen ünlü matematik ve  astronomi bilgini Ahmet Ferganî, çağının bilim ve kültür merkezlerinden  olan Türkistan’ın Fergana bölgesindendir. Bilim ve kültür tarihimizin  birinci elden kaynakları olan tezkireler (biyografik eserler)de doğum  tarihi ile ilgili bir bilgi bulunmamakla birlikte kendisi gibi bir  astronom olan babasının adının Muhammed, dedesinin ise Kesir olduğu  kayıtlıdır. Ahmet Ferganî, ilk öğrenimini ünlü  bilginlerin yetiştiği Fergana’da yaptı ve büyük bir ihtimalle astronomi  konusundaki bilgilerini babasından aldı. Belli bir seviyeye geldikten  sonra da mevcut bilgilerine yeni bilgiler katmak amacıyla da, çağının  bilim, kültür ve aynı zamanda halifelik merkezi olan Bağdat’a geldi.  Ömrünün yarısına yakınını burada geçiren Ferganî, kısa sürede matematik  ve astronomi konularındaki bilgisini Bağdat bilim çevresine kabul  ettirip, bilimin gelişmesine olan katkılarıyla bilim tarihinde  adlarından övgüyle bahsedilen Abbasi halifelerinden Me’mun ve  el-mütevekkil döneminin en ünlü bilginleri arasına girdi. 861 yılında halife el-Mütevekkil  tarafından Nil ırmağı kıyısında yapılan ölçüm işlerini yürütmesi için  Mısır’a gönderilen Ferganî’nin, bundan sonraki yaşamı ve her ne kadar  Prof. Dr. W. Barthold’un "İslam Medeniyeti Tarihi" adlı eserinde 861  tarihini gösteriyor ise de, ölüm tarihini bilmiyoruz.
 BLAISE PASCAL
 
 Fransız matematikçi, fizikçi ve yazar (1623 - 1662). Daha 16 yaşındayken  konikler üzerine bir inceleme yazdı. 1642'de bir hesap makinası icat  etti. Matematikle uğraşan babasıyla birlikte Paris Mersenne Akademisi'ne  kabul edildi.Pascala göre rastlantı geometriye dökülebilir. O'nun  olasılıklar hesabına yaklaşımı, Pascal üçgeni denen aritmetik üçgene  dayanır. Pascal daha sonra sikloit üzerine incelemelere baş-ladı ve  "Traité des sinus du quart du cercle" ( Çeyrek çemberin sinüleri üzerine  inceleme) adlı yapıtında Leibniz 'in de yararlanacağı karakteristik  üçgeni buldu... 1653'ten itibaren matematik ve fizik üzerine çalışarak  sıvıların kararsızlığı üzerine bir kitapçık yazar. Bu kitapçıkta  Pascal'ın basınç kanunu açıklanır. Kendisi binom üçgeni üzerinde çalışan  ilk matematikçi olmasa da bu konuda çalışması değişik gelişmelere ışık  tutmuştur...
 
 GAUSS
 
 Alman astronomu, matematikçisi ve fizikçisidir. Daha çocukluğunda, erken  gelişmiş zekası, matematiğe karşı zekasıyla sivrildi ve Brounseweig  dükünün ilgisini çekti. Dük, okul masraflarını üzerine alarak O' nu  Göttingen Üniversitesine gönderdi. Henüz 16 yaşındayken Herschel'in 1781  de keşfettiği Uranüs gezegeninin yörünge elemanlarını hesaplayarak,  Yer'in bir noktasından yapılan ölçülerle, bu gezegenin yörünge  elemanlarını bulmaya yarayan ve günümüzde hala kullanılan bir metot  ortaya koydu. 1798 de Helmesdt'e yaptığı bir inceleme gezisinden sonra,  Braunschweig'a döndü ve birkaç yıl içinde kendisini büyük matematikçiler  sırasına koyacak bir seri çalışma raporu yayımladı.Sayılar üzerine  incelemeleri topladığı Disqvisitiones Arithmetice'de (Aritmetik  Araştırmalara) (1805), eşitlikleri, ikinci dereceden şekilleri,  serilerin yakınsaklığını v.b. ele aldı. Piazzi tarafından 1810 da, küçük  gezen Cerez'in keşfinden sonra Gauss, çeşitli gökmekaniği araştırmaları  yaptı, hayatının sonuna kadar bağlı kalacağı Göttingen rasathanesine  müdür oldu (1807) .Theoria Motus Corporum Coelestium İn Sectionibus  Conicis Solem Ambientium (Konik kesitIi ? gökcisimlerinin güneş  çevresindeki hareket kuramı) (1808) adlı ünlü eserini yazd1. Legendre  ile hemen aynı zamanda düşündüğü ve daha önce 1797 de yararlandığı ?- en  küçük kareler metodundan (1821) başka, yanılmalar teorisi ve iki  terimli denklemlerin çözümü için genel bir metot buldu; uygun-tasvir  üzerine araştırmalar, yüzeylerin eğriliği ve Disqvisitiones Generales  Carca Sperficien Curvas'ta (eğri yüzeyler üzerine genel araştırmalar)  (1827) , ispat ettiği ünlü teoremi de yazmak gerekir. Bu teoreme göre,  bükülebilen fakat uzatılamayan bir yüzeyin eğriliği, yani eğriliklerinin  çarpımı değişmez.Göttingen ile Altona arasındaki meridyen yayının  ölçülmesi sırasında (1821,1824), Gussu, geodezi çalışmalarında ışıklı  işaretler verebilmek için, kendi adını taşıyan Helyotropu tasarladı.  Optik alanında, eksene yakın ışık ışınları için düzenlenmiş merkezi  optik sistemlerinin genel teorisini kurdu. Elektrikle özelIikle  magnetizma ile ilgilendi, bu alanda magnetometreyi icat etti. Ve  Resultate Aus Den Beabochtungen Des Manetischen Vereins (Yer  magnetizmasının genel kuramı) (1839), adlı eserinde, magnetizmanın,  matematik teorisini formülleştirdi. Suclides'ci olmayan hiperbolik  geometrinin keşfinde, bu konuda hiç bir şey yayımlamamış olmakla  birlikte, Gauss, Balyai ve Labocewsky'den önce çalışmalar yapmış ve  başarı sağlamıştı.
 
 SALİH ZEKİ (1864 - 1921)
 XIX.  yüzyılın ikinci yarısında yetişmiş, değerli eserler vererek, 57 yaşında  hayata gözlerini kapamış, bir ilim ve fikir adamıdır. Salih Zeki Bey,  1864 yılında İstanbul’da doğmuştur. Ortaöğrenimini Darüşşafaka’da  görmüş, yüksek öğrenimini Paris’te elektirk mühendisliği bölümünü  bitirmiştir. Salih  Zeki, Darüşşafaka ve Mühendis Mektebi’nde matematik ve fizik dersleri  okutmuştur. Daha sonraki çalışmalarının tümünü üniversiteye vermiştir.  Bugünkü gerçek üniversitenin kurucusu salih Zeki’dir. Türkiye’ye,  matematik, fizik ve fen derslerini batılı yöntemleriyle ilk getiren  odur. Birçok gazete ve dergide çıkan güzel yazılarıyla Türk gençliğini  edebiyat kadar matematiğe yönelten ve matematiği sevdiren yine o  olmuştur. Salih  Zeki, aydın fenciler silsilesinin en dikkate değer son halkasıdır. İlk  ve ortaöğrenimin ihtiyacı olan matematik, geometri, cebir, astronomi,  trigonometri ve fizik kitaplarından başka binlerce sahifeyi bulan,  yüksek seviyedeki Darülfünun ders kitapları yazmış; felsefi konularda  telif-tercüme eserler bırakmış, bilim tarihi ile ilgili incelemeler  yayınlamış, bizzat Mizan-ı Tefekkür adlı bir matematik kitabı yazmış,  anıt bir eser olarak Kamus-ı Riyaziyat’ı hazırlayarak bunun ilk cildini  yayınlamıştır.  Ernst Zermelo (1891 - 1953) 
 Bir Alman matematikçisi olan Ernst Zermelo, 1891 yılında Berlin’de  doğdu. Özellikle, kümeler kuramının geliştirilmesinde çok katkılarda  bulundu. 1904 yılında Zermelo aksiyomunu veya seçme aksiyomunu ortaya  attı. Bu aksiyoma göre, verilen bir kümenin her alt kümesinde, tek ve  belirli bir şekilde üstünlüğü bulunan bir öğe seçmek olanağı vardır. Her  küme iyi sıralanabilir. Ancak bazı matematikçiler bunu kabul etmiş,  bazıları da karşı çıkmıştır. Bu konudaki tartışmalar, matematiğin modern  evriminde önemli yer tutar. İyi sıralama, yirminci yüzyılın başında  oldukça ateşli tartışmalara konu olmuş ve bugün herkes tarafından kabul  edilmiştir. Zermelo, 1953 yılında Freinburrg’da ölmüştür.
 
 
 Colin Maclaurin (1698 - 1746)
 
 İskoçya’lı bir matematikçi olan Colin Maclaurin, 1698 yılında  Kilmodan’da doğdu. 1717 yılında Aberdeen’deki Marischal Kolejinde  matematik dersleri verdi. Maclaurin, Newton’un en başarılı  öğrencilerinden biriydi. Geometri, cebir ve sonsuz küçükler hesabıyla  ilgili eserler verdi. 1719 yılında “Organik Geometri” adlı eseri  yayınlandı. Bu eserde, konikler, üçüncü ve dördüncü dereceden eğriler  incelendi. Eğriler ve maksimumları üzerine buluşlar yaptı. 1742 yılında  yayınladığı kitapta, kendi adıyla anılan, formülü ve bazı fizik  buluşları vardır. Maclaurin’i yaşatan ve çok kullanılan Maclaurin  açılımı veya serisidir. 1746 yılında Edinburgh’ta öldü
 
 TARİHDEKİ KEŞİF VE BULUŞLAR
 MİLATTAN ÖNCE "     4241 Mısır ilk hassas takvim yapıldı
 "     3200 Tekerleğin ilk kez Mezopotamya'da ve orta Avrupa'da kullanıldığı varsayılır.
 "     3200 Mezopotamya Sümerler yazıyı kullanan ilk halktır
 "     3000 Mısır Hiyeroglif denen yazı sistemi bulundu
 "     3000 Babil'de ilk ilk toplama makinesi kullanıldı
 "     1300 Suriye Ugarit'de ilk alfabe kullanılmıştır.
 "     700  Lidya ( Türkiye) ilk para sikkesi kullanıldı
 "     540  Miletli (Batı Anadolu'da liman kenti) THALES geometri okulunu kurdu ve kendi teoremini geliştirdi
 "     450  Herodotot dünya haritası çizdi
 "     200  Yunan ARCHİMEDES kaldıraç kanunlarını keşfetti
 
 MİLATTAN SONRA "        999 Bir keşiş tarafından ilk mekanik saat icat edildi''     1492 İspanyol Kristof KOLOMB Amerika'ya ayak bastı
 "     1507 İtalyan Amerigo VESPUCCİ Amerikanın yeni kıta olduğunu kanıtlar
  ''    1630 Türk Hazarfen Ahmet çelebi yaptığı kanatlarla ilk kez uçmayı başaran adam oldu''    1763 Fransız Claude CHAPPE uzaktan yazma anlamına gelen Telgrafı icat etti
 "     1783 Fransız MONTGOLFİER kardeşler ilk uçan balonla yolculuk yaptılar"     1852 ABD Elisha OTİS ilk Asansörü icat etti
 "     1863 İngiltere Londrada ilk metro çalışmaya başladı
 "     1865 İsveç Alfred NOBEL dinamiti ict etti
 "     1876 ABD İskoç asıllı Alexander Graham BELL ilk telefonu icat  etmiştir. (Tarihteki İlk uzaktan konuşma denilen Tele-Phone konuşması 10  Mart 1876 BELL ile yardımcısı Watson arasında yapılmıştır)
 "     1877 ABD Thomas EDİSON Fonograf denilen ses kayıt cihazını icat etti
 "     1878 İngiliz Joseph SWAN elektrik ampulünü icat etti"     1879 Alman Ernst von SİEMENS ilk elektrikli treni icat etti
 "     1880 ABD Thomas EDİSON elektrikli ampulü güvenli hale getirerek satışa sundu
 "     1882 Alman Robert KOCH Kolera virüsünü tanımladı
 "     1885 Fransız Louis PASTEUR kuduz aşısını buldu
 "     1887 ABD Emile BERLİNER Gramafonu (Plak) icat etti ve patentini aldı
 "     1888 ABD George EASTMAN ilk taşınabilir fotoğraf makinesini yaptı
 "     1895 Alman Wilhelm RONTGEN X ışınlarını keşfetti
 "     1896 İtalyan Guglielmo MARCONİ Radyo dalgalarıyla ilk yayını yaptı
 "     1902 Polonya Marie CURİE ve kocası Pierre CURİE Radyumu keşfettiler
 "     1903 ABD WRIGHT kardeşler ilk motorlu uçağı tasarladılar"     1911 Norveç Roald AMUNDSEN Güney kutbunu keşfetti
 
 "     1913 ABD Elmer SPERRY ilk Robotu yaptı (ROBOT kelimesi Çek dilinde  "zorunlu emek" anlamındadır ve deyim tarlada köle gibi sürekli çalışan  işçiler için kullanılmıştır)
 "     1926 İskoç John Logie BAİRD ilk kez insan yüzünün görüntüsünü Televizyonda elde etti
 "     1936 İngiltere BBC siyah beyaz TV yayınına başladı"     1938 Macar Lazla BİRO tükenmez kalemi icat etti
 "     1938 ABD Chester CARLSON ilk fotokopi makinesını icat etti
 "     1939 İngiltere İlk Çamaşır makinesi üretildi
 "     1945 ABD Robert OPPENHEİMER ilk atom bombasını geliştirdi ve  denedi. Aynı yıl Japonya'nın Nagazaki ve Hiroşima şehirlerine atıldı ve  binlerce sivil öldürüldü. II. Dünya Savaşı sona erdi. Einstein'in  katkılarıyla.
 "     1947 ABD Sesten hızlı uçuş denemesi başarıldı"     1947 ABD'li Edvin LAND polaroid fotoğraf makinesini icat etti
 
 "     1951 ABD IBM şirketi tarafından ilk ticari bilgisayar yaratıldı
 "     1953 İngiliz Francis CRİCK ve ABD James WATSON DNA moleküllerinin yapısını keşfettiler
 "     1961 SSCB Yuri GAGARİN uzaya giden ilk insan oldu"     1982 Hollanda şirketi olan PHILIPS ilk kompact diski (CD) üretti ( Sony ile ayni zamanda)
 "     1985 Avrupa'da Mobil telefonlar kullanılmaya başlanır.
 "     1997 ABD Genetik kopyalamada ilk somut başarı sağlandı. DOLLY adı verilen bir koyun kopyalandı
 "     2000 ABD Bilim adamları ortak bir projede genetik şifrenin çok büyük oranda çözüldüğünü açıkladılar
 
 MATEMATİK FEN VE TEKNOLOJİDEKİ İLGİNÇ BULUŞLAR VE İCATLAR
 
 İLK LOGARİTMA CETVELİ
 1614 yılında İskoç Napier tarafından bulundu.Çok fazla işe yaramasa da zaman zaman ihtiyaç duyulur.
 
 İLK DEFA SİNÜSÜN KULLANILMASI
 Battanî
  10.yy’da sinüs ile hesaplar yapmaya başladı. 
 İLK DEFA TANJANTIN KULLANILMASI
 Ebu’l Vefa
  10.yy’da matematiğe tanjantı getirdi. 
 İLK DEFA SIFIRIN KULLANILMASI
 Harezmî
  9.  yy’da sıfırı buldu.Daha önceki yıllarda sıfır yerine boşluk  bırakılıyordu.Bu da zaman zaman işlem hatalarına yol açıyordu.İlk olarak  Türk matematikçi sıfırı Avrupalılara tanıttı ve hemen kabul gördü. 
 İLK DEFA ALGORİTMANIN KULLANILMASI
 Harezmî
  9. yy’da.(Algoritma ismi Harezmî’nin değişmiş hâlidir.) 
 İLK BİNOM AÇILIMI
 Ömer Hayyam. 11.yy.
 
 İLK PASCAL ÜÇGENİ
 Ömer Hayyam. 11.yy.
 
 Pİ SAYISININ HESAPLANAN EN BÜYÜK DEĞERİ
 Yıllarca pi sayısının tam değeri bulunamadı.Günümüzde ise 1 milyarıncı basamağa kadar biliniyor.
 
 İSİMLENDİRİLMİŞ EN BÜYÜK SAYI
 10 üzeri 100 sayısı (1 ve yanında 100 tane sıfır) googol olarak adlandırılır.
 
 ROMA RAKAMI İLE YAZILAN EN UZUN SAYI
 3888 sayısı:MMMDCCCLXXXVIII
 
 EN UZUN DOMAİN ADI
 Bir köyün adı olan http://www.llanfairpwllgwyngyllgoger...iogogogoch.com adresi en uzun alan adıdır.Hatta bu köyde her yıl köyün adını doğru söyleme yarışmaları yapılmaktadır.
 
 EN PAHALI ALAN ADI
 www.bussiness.com 7.45 milyon$’a satıldı.
 
 İLK İNTERNET
 1958 yılında Amerikan ordusunun kendi arasında haberleşmek için kurduğu ağ ilk internet ağıdır.Daha sonra yaygınlaşan sistem
  70’li yıllarda halka açıldı.Fakat en büyük ilerleyişini 90’larda yaptı. 
 İLK E-MAİL
 1972 yılıında ilk defa e-mail gönderildi.Adres yazılırken
  anket sonucu $  @ işaretlerinden @ seçildi. 
 İLK MOUSE
 Yüzyılın en büyük buluşlarından sayılan Mouse 1981 yılında icat edildi.
 
 İLK GÖZLÜK
 1280 yılında İtalya’da yapıldı.
 
 İLK DENİZALTI
 Nautilius.1801 yılında suya indi.
 
 İLK ÇAMAŞIR MAKİNESİ
 1907 yılında bir Amerikan firması yaptı.
 
 İLK FOTOĞRAF
 1826 yılında Fransız Niepce tarafından çekildi.Bu ilk fotoğrafın çekilmesi 8 saat sürmüştür.
 
 EN KÜÇÜK FOTOĞRAF MAKİNESİ
 Bir Amerikan firması kredi kartı büyüklüğünde
  6 mm inceliğinde (dikkat edin kalınlığında demiyorum) ve 35 gram ağırlığında bir dijital fotoğraf makinesi yaptı. 
 İLK DİKİŞ MAKİNESİ
 Thimonnier
  1830 yılında yaptı. 
 MORS ALFABESİNİN İLK KULLANILMASI
 1843’te Samuel Morse icat etti.Nokta ve çizgilerden oluşan morse alfabesinin en bilinen mesajı S.O.S’tur.
 
 EN UZUN YÜRÜYEN MERDİVEN
 Rusya’daki bir metroda bulunan bir yürüyen merdiven 730 basamaklıdır.
 
 İLK ASANSÖR
 1857 yılında New York’taki küçük bir dükkanda kuruldu.
 
 İLK METRO
 1863’te Londra’da seferlere başladı.
 
 İLK MAKİNE
 M.Ö. 3500 yıllarında Sümerliler tarafından yapılan su çekme makinesi bilinen ilk makinedir.
 
 İLK DAKTİLO
 1808 yılında İtalyan bir gazeteci tarafından yapıldı.Önceki basit örneklerine çok daha kullanışlı ve dayanıklı idi.
 
 İLK AMPUL
 Joseph Swan
  1878.Thomas Edison 1879. 
 İLK TELEFON REHBERİ
 1878’de sadece 50 kişinin adını olduğu bir telefon rehberi hazırlanmıştır.
 
 İLK ASPİRİN
 Her derde deva aspirinler ilk defa 1897 yılında Alman Felix Hoffman tarafından üretildi.
 
 İLK OTOMOBİL TASARIMI
 1868 yılında Belçikalı Ferdinand Verbiest adlı bir rahip
  çalışan ilk otomobil modelini çizdi. 
 EN UZUN OTOMOBİL
 İki zengin tarafından yapılan 16
  5 metrelik ve 10 tekerlekli otomobil  15 ayda tamamlanabilmiştir. 
 EN BÜYÜK LİMUZİN
 Zaten büyük olan limuzinlerin en büyüğü 327 cm yüksekliğinde ve 7
  5 metre uzunluğundadır.Özel bir tasarım olan limuzinin 8 tekeri vardır.Gerektiğinde araç 60 cm daha yükseltilebilmektedir. 
 İLK MOTOSİKLET
 1885 yılında Daimler tarafından ilk içten yanmalı motorlu motosiklet yapılmıştır.
 
 İLK BİSİKLET MODELİ
 Leonardo da Vinci tarafından 1493’te çizilmiştir.
 
 EN BÜYÜK BİSİKLET
 Belçika’da yapılan bir bisiklet
  35 kişi tarafından sürülebiliyordu.Ancak bu bisiklet  hiçbir zaman 20 metreden fazla yol alamamıştır.Zaten 35 kişinin de uyum içinde bisiklet sürmesini beklemek hata olurdu. 
 SES HIZINI AŞAN İLK UÇAK
 1947’de Amerikan hava kuvvetlerine bağlı bir uçak
  ses hızını aşan ilk uçak oldu. 
 İLK DENİZ UÇAĞI
 1910 yılında Henry Fabre yaptı.
 
 İLK TELEVİZYON
 Logie Baird televizyonu buldu ve 1926 yılında geniş bir alana televizyon yayını yaptı.
 
 EN ÇOK TELEVİZYON OLAN ÜLKE
 Çin’de yaklaşık 410 milyon televizyon vardır.
 
 İLK ELEKTRON MİKROSKOBU
 Alman Kroll ve Ruska tarafından 1933’te icat edildi.
 
 İLK FOTOKOPİ MAKİNESİ
 1938’de Carlson yaptı.
 
 İLK HELİKOPTER
 1939 yılında Rus Scorsky tarafından yapıldı.
 
 İLK MİKRODALGA FIRIN
 1945 yılında Amerikalı Spencer yaptı.
 
 İLK BİLGİSAYAR
 John Mauchy ve Presper Eckert 1946 yılında ENIAC adlı bilgisyarı  yaptı.Bu devasa bilgisayar 10.000 dolara bile alıcı bulabiliyordu.
 
 BULUŞLAR KRONOLOJİSİ TARİH ŞERİDİ
 
 
    
        
            | Yıl | Buluş | Mucit | Yer |  
            | -6000 | Dokuma |   |   |  
            | -3500 | Yazı |   | Sümerler |  
            | -3500 | Tekerlek |   | Mezopotamya |  
            | -3000 | Abak |   | Çin |  
            | -2800 | Takvim |   | Mısır |  
            | -1400 | Çelik |   |   |  
            | -650 | Metal para |   | Yunan |  
            | -512 | Döküm |   | Çin |  
            | -400 | Mancınık |   | Yunan |  
            | -210 | Spiral tulumba | Arşimet | Yunan |  
            | -100 | Cam üfleme |   | Suriye |  
            | 105 | Kağıt | Ts'ai Lun | Çin |  
            | 600ler | Sıfır |   | Hindistan |  
            | 1000 | Barut |   | Çin |  
            | 1286 | Gözlük |   | Avrupa |  
            | 1335 | Mekanik saat |   | İtalya |  
            | 1438 | Matbaa | Johann Gutenberg | Almanya |  
            | 1782 | Diş Fırçası patenti | Dr Scott |   |  
            | 1587 | Knitting Machine | William Lee | İngitere |  
            | 1590 | Mikroskop | Hans Jannsen | Hollanda |  
            | 1593 | Termometre | Galileo Galilei | İtalya |  
            | 1608 | Teleskop | Hans Lippershey | Hollanda |  
            | 1642 | Hesap makinesi (toplama) | Blaise Pascal | Fransa |  
            | 1643 | Barometre | Evangelista Toricelli | İtalya |  
            | 1656 | Saat (sarkaçlı) | Christian Huygens | Hollanda |  
            | 1662 | Su Terazisi | Jean de Mechisedech Thevenot | Fransa |  
            | 1697 | Düdüklü Tencere | Denis Papin | Fransa |  
            | 1709 | Piyano | Cristofori, Bartolomeo | İtalya |  
            | 1712 | Buhar Makinesi | Newcomen, Thomas | İngiltere |  
            | 1755 | Diş Macunu | Julien Botot | Fransa |  
            | 1757 | Sextant | Campbell, John | İngiltere |  
            | 1775 | Denizaltı | Bushnell, David | ABD |  
            | 1783 | Sıcak Hava Balonu | Montgolfier, Joseph and Etienne | Fransa |  
            | 1783 | Paraşüt | Lenormand, Louise | Fransa |  
            | 1791 | Giyotin | Guillotine, Joseph Ignace | Fransa |  
            | 1792 | Kurşun Kalem | Conte, J N | Fransa |  
            | 1796 | Litografi | Senefelder, Aloys | Almanya |  
            | 1796 | Çiçek Aşısı | Jenner, Edward | İngiltere |  
            | 1800 | Pil | Volta, Alessandro | İtalya |  
            | 1804 | Buharlı Lokomotif | Trevithick, Richard | İngiltere |  
            | 1810 | Metronom | Winkel, Dietrich Nikolaus | Almanya |  
            | 1814 | Demiryolu | Stevenson, George | İngiltere |  
            | 1819 | Stetoskop | Laennec, Rene T | Fransa |  
            | 1808 | Daktilo | Pellegrini Turri | İtalya |  
            | 1821 | Buzdolabı | Oliver Evans |   |  
            | 1824 | Portland Çimentosu | Aspdin, Joseph | İngiltere |  
            | 1825 | Electromıknatıs | Sturgeon, William | İngiltere |  
            | 1827 | Kibrit | Walker, John | İngiltere |  
            | 1829 | Hesap makinesi | Charles Babbage | İngiltere |  
            | 1830 | Dikiş Makinesi | Thimonnier, Barthelemy | Fransa |  
            | 1831 | Dinamo | Faraday, Michael | İngiltere |  
            | 1837 | Lastik (patent) | Charles Goodyear |   |  
            | 1837 | Telgraf | Morse, Samuel F B/Wheatstone, Charles | ABD/İngiltere |  
            | 1839 | Bisiklet | Macmillan, Kirkpatric | İngiltere |  
            | 1840 | Mors Alfabesi | Morse, Samuel | ABD |  
            | 1840 | Posta Pulu | Hill, Rowland | İngiltere |  
            | 1836 | Toplu tabanca | Samuel Colt | ABD |  
            | 1827 | Fotoğraf | Joseph Nicephore Niepce | Fransa |  
            | 1849 | Sakız | Thomas Adams | ABD |  
            | 1851 | Dondurma | Fussell, Jacob | ABD |  
            | 1851 | Optalmoskop | von Helmholtz, Herman | Almanya |  
            | 1852 | Jiroskop | Fiycaykt, Jean Bernard Keib | Fransa |  
            | 1853 | Asansör | Otis, Elisha Graves | ABD |  
            | 1857 | Tuvalet Kağıdı | Cayetty, Joseph | ABD |  
            | 1858 | Konserve Açacağı | Warner, Ezra J | ABD |  
            | 1864 | Pastörize | Pasteur, Louis | Fransa |  
            | 1866 | Dinamit | Nobel, Alfred | Sweden |  
            | 1868 | Margarin | Merge-Mouries, Hippolyte | Fransa |  
            | 1869 | Buharlı Süpürge | McGaffey, Ives W M | ABD |  |  |  |  
											|  |  |  |  |  |