LAİKLİK
5-LAİKLİK : Lâiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı yürütülmesidir. Lâik devlet, din kurallarına göre yönetilmez, hukuk kurallarıyla yönetilir. Hukuk kuralları da din kurallarından ayrıdır ve dine dayandırılamaz. Hukuk kurallarını devlet, toplumun gereksinimlerinin akılcı ve bilimsel yönden değerlendirilmesine göre düzenler. Bu nedenle lâiklik ilkesi, devlet yönetiminde aklın ve bilimin esas alınmasını öngörür.
Lâiklik ilkesi, bütün yurttaşların din, vicdan ve ibadet özgürlüklerini güvence altına alır. Atatürk, bu konu üzerinde önemle durmuştur. Lâik sözcüğünün açıklamasına şu notun eklenmesini istemiştir: "Lâiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğünü de üstlenmek demektir." Lâik devlet, bireylerin din, vicdan ve ibadet özgürlüklerini sağlar ve korur.
Laiklik , dinsizlik anlamına gelmez. Sadece dini inançları insanın vicdani özgürlüğüne bırakır. Bu nedenle insanlar, istediği dine inanma ve ibadet etme özgürlüğüne sahiptir.
Laik devlet, aralarında ayrım gözetmeksizin bütün dinlere karşı tarafsız kalır ve dinsel inançları güvence altına alır. Dinsel inanç ve duyguların istismar edilmesine izin vermez.
Ülkemizin devlet yönetiminde Laikliğin gerçekleşmesinin aşamaları şunlardır :
1. Saltanatın kaldırılması (1922)
2. Halifeliğin kaldırılması (1924)
3. Tevhidi Tedrisat (öğretim birliği) Kanun ile medreselerin kaldırılması (1924)
4. Dini bir kurum olan Şeri’ye Evkaf Vekaletinin kaldırılması (1924)
5. Tekke ve zaviyelerin kapatılması (1925)
6. Dini kurullara göre olan Mecelle Kanunu yerine , Medeni Kanun’un kabul edilmesi (1926)
7. 1924 Anayasasındaki “Devletin dini İslam’dır” maddesinin kaldırılması (1928)
8. Anayasaya , laiklik ilkesinin konulması (1937)
HER ALANDA YENİLİK
6-İNKILAPÇILIK: inkılap(devrim); değişime, gelişmeye ve yeniliklere ayak uydurma anlamına gelmektedir. Atatürk’e göre inkılap; eskiyi ve kötüyü kaldırıp, yerine yeniyi ve iyiyi koymaktır. Bu anlayış yaşanılan zamana uymayı ve çağdaşlaşmayı kapsar.
İnkılâpçılık ilkesi; Türk toplumu ile devletinin yeniliklere ve gelişmelere açık olmasını gerektiren ilkedir. İnkılapçılığa göre ; Türkiye’nin kurulmasından sonra ,Osmanlı zamanından kalan eski ve zamana uymayan kurumlar kaldırışmış ve yerlerine yeni çağdaş kurumlar kurulmuştur.örneğin ; takvim, saat ve ölçülerde değişiklik yapılmış ; medreseler kaldırılıp, onların yerine çağdaş bilimsel eğitim veren okullar kurulmuştur.
Atatürk’e göre Türk Devriminin(inkılabının) amacı "Türkiye Cumhuriyeti halkını, tamamen çağdaş ve uygar bir sosyal toplum durumuna getirmektir." Atatürk önderliğindeki bu devrim; aklın ve bilimin yol göstericiliğinde çağdaş yaşam biçimini hedefler. Bu nedenle, kişi ve toplumların sürekli yeniliklere açık ve dinamik olmaları gerekir.
İnkılâpçılık ilkesi , Atatürkçü düşünce sistemine ve diğer Atatürk ilkelerine yenilik , değişim , gelişim ve süreklilik kazandırmıştır.