FAIR PLAY BİR DAVRANIŞ ŞEKLİDİR
Kişinin;
Kazansın veya kaybetsin rakibine gösterdiği saygı,
Hakemlere karşı saygı,
Sportmence bir davranışı,
Takımın;
Takımı ister kurallara uysun ister uymasın FAIR PLAY' i gerçekleştirme çabası;
Galibiyette alçakgönüllülük , mağlubiyette saygılı ve ağırbaşlılık göstermesi gereklidir.
FAIR PLAY bir yerde us' u temsil ederek sadece spora bir asalet getirmekle kalmaz, aynı zamanda muhtemel kazaları da önler ve sporun var oluşu demektir.
FAIR PLAY ÖRNEKLERİ:
EUGENİO MONTI: Hasmın şanssızlığı nedeniyle elde edilen galibiyetin reddi.
Bu olaya spor alemi 1964 yılında Avusturya' da yapılan Kış Olimpiyat Oyunları sırasında şahit oldu. İki kişilik çifte kızak yarışmasında İtalya şampiyonu Eugenio MONTI varışa yakın bir yerde İngiliz takımından Tony WASH tarafından önü kesilerek engellendi.
Yalnız bu durum WASH' ın kızağının kırılmasından ötürüydü.
MONTİ çifte kızaktan birini ayırarak WASH' a vermiş, o da onarımı tamamlayarak yarışa devam etmiştir.
Neticede MONTİ birinci olmuş ve altın madalyaya hak kazanmıştı.
UA Pierre de COURBİN FAIR PLAY zafer abideleri komitesi ilk FAIR PLAY ödülünü o yıl MONTİ' ye verdi.
Gerçektende MONTİ sportmence davranışı ve karakteri ile zaten bu ödülü hak etmişti.
MONTİ FAIR PLAY ödülünü kabul etmesine karşılık birincilikten ötürü kendisine verilen altın madalyayı reddetti.
Sebep olarak öndeki rakibinin kötü şansı sonucu birinciliği almasını gösterdi. Bu takdire değer bir jest idi. Ve tüm Olimpiyatlara katılanların da bu şekilde değerlendirdiği görüldü.
VIILYE WHİTE: Herkes eşit şanslara ve şartlara sahip olmalıdır.
Amerikan atleti Vılle WHITE' ın MONTİ ile ortak benzerlikleri vardır. 1965 yılında Amerika' da yapılan uzun atlama şampiyonasında İngiliz Olimpiyat şampiyonu Mary RAND üç denemesinde de düştüğü için son elemeye giremedi. WHITE rakibi olmasına rağmen RAND' e bir şans daha tanınmasını jüriden talep etti. Juri bu talebi kabul etti. Ve RAND sonuncu atlamada başarılı oldu. WHITE' ın bu sportmence davranışı ona Uluslararası Amerikan Şampiyonasını kaybettirdi.
STEVEN HORVAT: Zafer kazanılmalıdır.
Bu olay 1966 yılında Amerika' da Toledo' da Dünya Greko-Romen şampiyonası esnasında olmuştur. Yarışma sona ermek üzere iken Yugoslav HORVAT tek favori idi. Tehlikeli durumda olan iki rakibe mağlubiyeti kabul ettirmiş iken hakemler rakibe ceza verince HORVAT direkt olarak galip ilan edildi.
Ancak HORVAT birinciliği reddederek rakibine bir şans daha verilmesini istedi. İkinci denemede HORVAT yeniden birinci geldi ve dünya şampiyonu ilan edildi. Aynı zamanda da 1966 FAIR PLAY ödülünü aldı.
ISTVAN GULSOY: Tenis kortunda cesaret.
FAIR PLAY örneklerinin en önemlisi, en ön sırayı işgal edenlerden birisi de Macar tenisci Istvan GULSAY' dır.
1967 yılında Hambburg' daki UA Almanya Şampiyonasında GULSAY ve Çekoslavak KUKAL 15. sette hala netice alamamışlardı.
O sırada KUKAL ani bir krampla korta düştü. GULSAY derhal ona yardıma koştu. KUKAL devam edemeyecekti. Kurallara göre Macar tenisciye lehte puan verilmesine karşılık, GULSAY hakemlerden bir doktor çağrılmasını talep etti.
Tıbbi müdahaleden sonra maça devam edebilen KUKAL neticede karşılaşmayı kazandı. GULSAY böyle bir durumda galibiyeti reddetmişti. Zira rakibi ile eşit şartlarda değildi. Şartlar eşit duruma geldiğinde de galibiyeti KUKAL hak etmişti.
Sportmence Davranışın En Güzel Örneği:
West Ham. United Munich 60, Hakem Istvan ZSOLT. 1965 UA FAIR PLAY Kupası, Willye White' e verildi. Aynı yıl futbol dalında bir başka sportmenlik kupası da West Ham. United Munich 60. Futbol takımına 18 Mayıs 1965' de Avrupa Wembley Cub Winners deki tutumundan ötürü verildi.
O gün büyük bir kalabalık alkışlarla kendi takımını destekliyor, aynı zamanda karşı tarafın güzel oyununu da takdir ediyorlardı. Belki de ilk defa rakip takımı alkışlıyordu. Oyuncular kurallara gereğince riayet ediyor, en ufak itişme ve kakışmaya izin verilmiyor, hakemler de oyunu kuralları çerçevesinde yönetiyorlardı.
Her iki takımın 22 oyuncusu hatasız davranışları ve oyunlarıyla sporun en güzel örneklerinden birini veriyorlardı.
100.000' e yakın seyirci Wembley' de sportmence davranışlar seyretme olanağını buldular. Maçın sonunda Münich takımı galip gelen İngiliz ekibini tebrik ederken Macar hakem Istvan ZSOLT' u da üstün yönetiminden dolayı kutladılar. UA Komite ise bir madalya ile ZSOLT' u ödüllendirdi.
SAINT-ETİENNE SPOR TEŞKİLATININ DİSİPLİN VE ONURU:
30 Kasım 1967 tarihinde Saint-Etienne Avrupa Kupası için Lizbon Benfica Kulübü ile karşılaştı. Fransız takımı rakibin sert oyunu ve kaba davranışlarından ötürü moral bozukluğu içerisinde maçı kaybetti. Spor yetkilileri tarafından Saint-Etienne Spor Teşkilatının durumu incelendi ve 1967 yılında takımın antrenörü Albert BATTEUX' e iki FAIR PLAY ödülü verildi.
Bunun yanı sıra bazı profesyonel futbol takımlarına kurallara uymaları, centilmence yarışmaları ve hakem kararlarına uymaları nedeniyle çeşitli ödüller verilmiştir.
2 Kasım 1969 yılında MADRD' in en büyük stadı olan BERNABEU' da 80.000 kişilik bir seyirci önünde Real Madrid Sabdlel ile İspanya Futbol ligi şampiyonluğu için oynuyordu.
50. dakikaya kadar sayı kaybetmeye engel olamamıştı. Bu sırada Sabadell ileri oyuncularından Pedro ZABALLA topla ilerleyerek rakip kaleye şut atmaya hazırlandı. Aynı anda Real Madrid kalecisi ile kaza eseri çarpışarak baygın halde yere düştüler. Sonradan öğrenildiğine göre oyunculardan birinin çene kemiği kırılmıştı. ZABALLA ise kısa bir kararsızlıktan sonra yüzde yüz gol ile sonuçlanabilecek pozisyonda olmasına rağmen topu eliyle iterek kasıtlı hendbole sebep oldu. Maç bittiğinde (Real Madrid 1-0 galip idi) Real Madrid taraftarları ZABALLA' ya hararetle tezahüratta bulundular.
Karşılaşmayı izleyen günlerde, kulübü şu gerekçe ile ZABALA' yı cezalandırmak için toplandı. ZABALLA' ya gol atıp takıma puan getirmesi için mi, yoksa rakip takıma centilmenlik yapsın diye mi para ödeniyordu?
Buna karşılık İspanya basını ZABALLA' ya mükemmel sporcu olarak tanımladıktan sonra UA Komitede ZABALLA' yı zafer kupası için ödüllendirdi.
FAIR PLAY olmadan eylem ve davranışların övgüye layık görülmesi ve en yüksek becerinin (faziletin) tanımı:
Sporcunun iyi nitelikte (faziletli) davranışı sadece FAIR PLAY' ı elde etmek için değil aynı zamanda sportmence davranma fikrini benimsediği için gerçekleşmelidir.
Mükemmel Jest:
1967 yılında Fransa Atletizm Şampiyonasının 200 m. yarışmasının bitiminde SYLVIE TELLIEZ altın madalyayı Cabrielle MAYER' e bıraktı. Zira MAYER final ipini göğüslemeye pek az kala düştü.
Aynı şekilde 1966 yılında Sestriere' deki Kış Üniversite Oyunlarında Annie FAMOSE İsviçreli rakibe’ sinin kendisinden 0.01 saniye geride olduğunu bildiği halde birinciliği paylaşmak pahasına rakibe’ sine elini uzatarak onu öne çekti ve birincilik kupasını onunla paylaştı.
Sporda Arkadaşlık ve Doğruluk:
Sporda arkadaşlık ve doğruluğun en güzel örneği 110 m. engelli yarışında şampiyon olan Fransız Marcel DURIEZ Fransız arkadaşı Michel CHARDEL' e karşı göstermiştir.
DURİEZ önde gider ve galip olmak üzere iken arkasına dönüp CHARDEL' e bakar o sırada DURIEZ onu geçmiş ve birinci olmuştur. Fransız şampiyon sportmence yarışın gerektirdiği biçimde kurallara uyarak oynanması fikrini savunmuştur. Kısaca FAIR PLAY' in oluşumu için doğruluk ve iyi nitelik şart değildir.
Sporda Fikir Doğruluğu:
Michel PREVOST, Trap' ta Fransa ve Avrupa Şampiyonu olmuş ve Michel DURIEZ' le karşılaştırılabilecek durumdadır.
1968' de Namur' daki Avrupa Şampiyonasında PREVEST Meksika listesinden düşürülmesini istedi. Halbuki liste onun önerisinden önce hazırlanmış idi. Zira kendisi olimpiyat oyunlarında istediği seviyeye gelememişti. Bu cesaretli davranış tipik bir FAIR PLAY örneğidir.
SONUÇ:
FAIR PLAY sporun var olması demektir.
FAIR PLAY' ı yalnızca günlük hayata uygulamak için çalışılmış değil fakat aynı zamanda sporun en iyi biçimde olması için çalışılmıştır.
Oyun ödülün dışında düşünülmelidir. Ve ödül değil de centilmenlik örnekleri oyunda var olmalıdır. Oyuncular, spor lideri, taraftarlar, seyirciler kazanmayı istedikleri için hiç şüphe yoktur ki suçlanamazlar.
Spor kişinin yalnızca moral gelişimini ve beden gücünü düzene koymak değil, aynı zamanda ruhunu da koruyup desteklemektir.
***