Kız Kulesi, Asya ile Avrupa' nın kesiştiği bir noktada, Asya sahillerinden bir ok atımı uzaklıkta bir taş tümseğe oturtulmuş bir kuledir. İki kıta arasındaki konumu sebebiyle dünyada eşi benzeri olmayan yapılar konumundadır.
Geçmişi 2500 yıl öncesine dayanan bu küçük kule, İstanbul' un tarihine eş bir tarih yaşamış ve bu kentin yaşadıklarına görgü şahitliği yapmıştır. Antik çağda başlayan geçmişi ile Yunan' dan Bizans İmparatorluğu' na Bizans' dan Osmanlı İmparatorluğu' na, tüm tarihi dönemlerde var olarak günümüze kadar gelmiştir. İlk olarak Yunan döneminde bir mezara ev sahipliği yapan bu ada Bizans Dönemi' nde inşa edilen ek bina ile gümrük istasyonu olarak kullanılmıştır. Osmanlı Dönemi' nde ise gösteri platformundan savunma kalesine, sürgün istasyonundan, karantina adasına kadar bir çok işlev yüklenmiştir. Asli görevi olan ve yüzyıllardan beri varlığı ile insanlara, geceleri ise geçen gemilere göz kırpan feneri ile yol gösterme işlevini hiç kaybetmemiştir. Geçmişten geleceğe en çok da düşlere yol göstermektedir Kız Kulesi...
Yüzyıllar boyu hep hikayeleri ile anılan bu Kız Kulesi 2500 yıl sonra Hamoğlu Holding' in yaptığı restorasyondan sonra ilk kez kapılarını insanlara açmıştır. Yalnızlığın, aşkın, ulaşılmazlığın ve daha birçok şeyin sembolü olan Kız Kulesi için onlarca şiir yazılmış, yüzlerce resim yapılmış ve binlerce fotoğraf çekilmiştir. 2500 yaşında ve her dem genç kalacak olan Kız Kulesi' nin insanı büyüleyen gizem dolu atmosferi ile tanışmak ve gerçek hikayelerini dinlemek için gelin siz de o küçük pencerelerinden bakın...