I. Abdülhamid
Sultan I. Abdülhamid
(1725-1789)
Babası : Sultan III. Ahmed
Annesi : Rabiâ Sultan
Doğduğu Tarih : 20 Mart 1725
Padişah Olduğu Tarih : 21 Ocak 1774
Öldüğü Tarih : 6/7 Nisan 1789
Sultan Abdülhamid, yirmiyedinci padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. Çocukluğu saray içinde eğitim alarak geçti. Kitap okuma sevgisi onu geçmişi ile bağlıyordu. En çok tarih kitapları okumayı seviyordu. Atalarının güçlendirdiği devleti görev ona geçtiği zaman devam ettirmek istiyordu. Çok zeki idi, dış alemde olan biteni göremediğinden geçmişte yaşanan olaylardan dersler çıkararak yorumlar yapıyordu.
49 yaşında devlet idaresini teslim aldığı zaman, Osmanlı-Rus savaşı devam ediyordu. Osmanlı – Rus Ordusu Varna Bölgesi Kozluca’da savaş halinde idi ve Çariçe II. Katerina ordunun merkezle bağlantısını kestiğinden ordu bozguna uğramıştı. Sadrazam iki devlet arasında barış yapılarak savaşın sona ermesi için diplomasi yolunu denedi. Ve iki ülke arasındaki savaş, yapılan görüşmeler sonunda 21 Temmuz 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’nın imzalanması ile sona ermiş oldu.
Bu antlaşma ile devletin en önemli stratejik bölgesi, Kırım’ın, Rusya’ya verilmesi padişahı çok üzmüştü. Küçük Kaynarca Anlaşması ile devlet için yeni ve önemli bir problem ortaya çıkmıştı. Ruslar, Osmanlı Hükûmeti içindeki azınlıkların (Ortodoks) haklarını, Hıristiyanları ve kiliseleri koruyacaklardı. Artık Rus ticaret gemileri Boğazlar’dan izin almadan serbestçe geçebilecekti.
Kendisini devleti güçlendirmek için hazırlayan Sultan Abdülhamid, daha iktidarının ilk aylarında devletin kaderini değiştiren, onun başına daha büyük meseleleri açan bir barışa imza atmak zorunda kalmıştı.
1787 yılında Rusya’ya karşı açılan savaşta, Avusturya ile olan cephede kazanılan savaş padişaha Gazi ünvanını kazandırmış, kaybedilen, Rusya’ya terkedilen Özi Kalesi ise padişahı üzüntüden felç etmişti.
Sultan Abdülhamid orta boylu, buğday tenli, gür siyah sakallı, burnu biraz uzunca, gözleri ise hafif çekikti. Çok iyi niyetli ve insancıl bir yapıya sahipti. Devlet işlerinde ciddiyeti sever, başlanan bir işi sonuna kadar takip eder, ilgilileri de uyarırdı. Devlet görevi vereceği insanları araştırır, ehliyeti olanı tercih etmeye çalışırdı. Şehirde tebdil kıyafet gezmeyi, esnaf ve halkın dertlerini dinlemeyi severdi.